Gezginler Kraliçesi
Sevgili Pharmetic Eczacı arkadaşlarım,
4 aralık çarşamba günü T.Gezginler derneği Başkanı Prof,Dr. Orhan Kural’ın elinden aldığım ödüle binaen ve basında da yer alan haberlerle ilgili olarak , istek üzerine sizleri, bu “Altın Gezgin” ödülü ve seyahate bakış açım hakkında bilglendirmek istedim.
“İzmir’li eczacı, Güleç eczanesi sahibi Eczacı Hatice Güleç, Türkiye Gezginler Derneği tarafından, bugüne kadar gezdiği 123 ülke ile en çok ülke gezen gezginlere verilen “Altın Gezgin” ödülü aldı.”
T.Gezginler Derneğimiz, 70-110 arası “gümüş”, 110-140 arası “altın, 140-180 arası platin, 170 üzeri ülke gezenlere “platin” ödülü veriyor.. 1977 senesinden beri 5 kıta , 123 ülke , 500 kadar şehir ve bazı Özerk Bölgeleri gezen biri olarak, Gezgin Oscar’ı ödülünü almam mutluluk verici... Bu gezilerimde, gittiğim ülkelerde tüm “ Dünya Mirası” olarak adlandırılan yerlere, mağaralara , dağlara , göllere giderek, denizlerine , nehirlerine girdim, kiminde yüzdüm, kiminde Amazon nehri gibi tehlikeli yerlerde en azından dizlerime kadar da olsa suya girdim..:))
Benim için gezmek, sadece etraftaki güzel binaları, parkları , mağazaları gezmek değildir. O ülkenin kültürünü, sanatını, tarihini, sosyal yapısını, ekonomik durumunu , halkın yaşam tarzını, eğlencesini, mutfağını , tüm müzelerini incelemek , keşfetmek ve gördüğüm, işittiğim herşeyden büyük heyecan duyarak, yeni bir şeyler öğrenmiş olarak dönmektir.. Gitmeden önce o ülke hakkında bulduğum herşeyi okur, nerelere gitmem gerektiğini not eder, bazen dosya hazırlar, gezi sırasında rehberin tüm anlatımlarını sesli kayda alır, sayfalarca notlar yazar, dönüşte o sesli notları yazıya dökerim.
“Hayat bir kitaptır, gezip görmeyenler bu kitabın yanlızca tek bir sayfasını okur” sözünden hareketle, gezen kadar , çok okuyan biri olarak, bilirim ki, her seyahatim benim için genel kültürümü ve farkındalığımı artıran ve zekamı geliştiren kendim için yaptığım en iyi yatırım olmuştur...
O yıl, hangi ülkelere gideceğimi önceden planlar, bazen daha önce defalarca gittiğim bir ülkede görmediğim yerleri , bazen de ilk kez gideceğim yerleri tesbit eder, o ülke için uygun olan tarihlere göre gezilerimi organize ederim.. Bugüne kadar yaptığım gezilere harcadığım para ile birçok apartman alabilirdim.. Ama o apartmanların, mülklerin bana seyahatte öğrendiklerimi, yaşadığım heyecanları asla kazandıramayacağını da bilenlerdenim...
Mesela , 2009 da Borneo adasında 23 gün kaldığımda ilkel insanların kabilelerine gidip onların sofralarına oturmak, balta girmemiş yağmur ormanlarda endemik bitki ve hayvanları görmek, Güney Çin denizinde parasailing ve snorkelling yaparak o sıcacık denizde mercanları, rengarenk balıkları görmek, tehlikeli nehirlerinde river rafting yapmak ve Sarawak’da 5 milyon yarasanın yaşadığı , her yerin sürüngen, yılan, akrep ve yarasalarla dolu , Deer Cave olarak adlandırılan 148 m ile Dünya’nın en yüksek ve büyük mağarasında 2 km kaygan, yarasa dışkılarının olduğu yolunda zorlu ve riskli olan bu mağaranın sonuna kadar korkmadan giden 4 kişiden biri olmak, geçen onca yıla rağmen hala hatırlarken çok mutluluk ve heyacan duyduğum anılardır.
Amazon ormanlarında ve nehrinde dolaşırken pirana avlamak, geceleyin timsah avına gittiğimizde motoru bozulan teknedeyken tropik yağmurun bastırmasıyla, o çok tehlikeli Amazon’un ortasında kalakalmak, Anacondaya dokunmak, bir Sloth’u kucağıma almak, Tasmanya canavarını, Kenya’da 1 milyon zebra ve öküz başlı antilopların sürüler halinde nasıl göç ettiğini bizzat görmek inanılmaz anılarımdır...
Yüzlerce metre derinlikteki madenlerde, kıymetli madenlerin kaya içindeki oluşumlarını , ilk insanın ayak bastığı yeri ve çamur üzerindeki ayak izini görmek, Bolivya’da Dünya’nın en yüksek ( 3800 m) Titicaca gölünde , tekneyle dolaşıp, Taquile’de Uros yerlilerini , İnkaların ölülerini nasıl gömdüklerini ve nasıl yaşadıklarını görmek , Peru’da İslas Ballestas’da milyonlarca deniz aslanı ve pelikan kuşlarının nasıl bir yaşam kurduklarını izlemek, Nasca’da 4 kişilik uçaklarla -uzaylıların yaptığına benim dahi inandığım - meşhur “Nasca Lines” ları, Machu Picchu’yu görmek , Lapland’da Saariselka’da gece ormanda kar motosikleti kullanmak, gezdiğim Zoo’larda Dünyada yaşayan hayvan cinslerinin pek çoğunu görmek kadar güzel bir anı olamaz...
Bugüne kadar Dünya’da yaşamış , özünü korumaya çalışan halkların , Maya, İnka, Aztek, Olmec, Mısır , Tuareg, Berberiler, Massailer, Kızılderililer gibi kültürleri ve Senegal-Gambia- Ghana-daki “Slave House” gibi inanılmaz acılara şahitlik etmiş köle evlerini, yağmur ormanlarını, kuytu köşelerde hangi kültürlerin yaşadıklarını , Himalaya’ların üstünde minik uçaklarla dolaşıp, Everest’in muhteşem güzelliğini ve “Dünyanın en..lerini” görmek, benim için unutulmaz birer deneyim olmuştur..
Bilmenizi isterim ki, Dünyayı dolaşırken aralarda Türkiye’yi de çok gezdim. Türkiye kadar yaşanılası, 4 mevsimin aynı anda yaşandığı, her köşesinde tarih fışkıran güzel ülkemi hiçbir yerle değişmem.. Pekçok şehrimizi, köyümüzü , özellikle antik şehirlerimizi dolaştım.. görmediğim çok az şehrimiz kaldı.. En son da 30 ağustosda Toros yaylaları turuna gittiğimde , o korkunç kazayı yaşadım... Çok şükür, ağır yaralar almadım ve bu, benim gezme isteğimi de engellemedi.. Sırada diğer gezilecek ülkeler beni bekliyor.. :))
Gördüğünüz gibi Dünya’nın en güzel yerleri kadar , en tehlikeli yerlerini de korkmadan dolaşmış bir arkadaşınız olarak, hiç birşeyden korkmayan, maceracı bir gezgin ruhumla “canı tatlı olana kuştüyü iğnedir” diyerek keşfetmek benim için vazgeçilmez bir yaşam tarzı olmuştur..
Ünlü düşünürlerin seyahat üzerine söyledikleri ;
“ Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir”
“En uzun yolculuklar bile tek adımla başlar”,
“Para harcayarak sizi zengin yapacak tek şey seyahat etmektir”,
“Macera, tehlikeli sanıyorsan, rutini dene, öldürücüdür”,
“Bilmediğin bir yola gitmek, bilmediğin bir yönünü keşfetmektir”
“ Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder”,
“Seyahat insanı alçak gönüllü yapar. Size Dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi görmenizi sağlar”
“ Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe, insan yeni okyanuslar keşfedemez”
“Hiçbirşey, zekayı seyahat etmek kadar geliştiremez” gibi sözler daima rehberim olmuştur..
Son söz olarak sizlere, “yaşayın, seyahat edin, gezin, görün, maceraya atılın, size bu imkanı verdiği için Allah’a şükredin der, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım...
Ecz. Hatice Güleç
GÜLEÇ Eczanesi - İzmir