MARİANİ ŞARABI’NDAN COCA COLA’YA
And Dağları’nda yaşayan yerliler, bu dağlardaki zor koşullara dayanabilmeleri için tanrının kendilerine koka bitkisini hediye ettiğine inanırlarmış. Koka bitkisinin kullanımı 8000 yıl öncesine kadar gitmektedir. Soylular ve din adamlarının ve dini seremonilerde şamanların, trans haline geçmek ve ruhlarla iletişim kurmak için koka yaprağı çiğnedikleri bilinmektedir.
Eski çağlarda Hükümdarın halkına vereceği en büyük ödül koka yaprağı çiğneme ayrıcalığı tanımasıydı. İnka medeniyeti İspanyollar tarafından yok edildikten sonra İspanyollar önce koka yaprağı çiğnemeyi halka yasaklamak istemişler ancak yerlilerin yapraksız çalışamadıklarını görünce bu düşüncelerinden vazgeçmişlerdir. Maden ve arazi sahipleri yerlilere koka yaprağı vererek daha az yemek ile daha çok ve daha uzun süre çalıştırabileceklerini anlamışlardır.
Koka yaprağının uyarıcı etkisi 19. yüzyılda Avrupa’da duyulmaya başlanır. Korsika asıllı Fransız eczacı Angelo François Mariani (1838-1914), Peru’dan getirttiği koka yapraklarını Bordeaux şarabı ile karıştırarak bir preparat geliştirir. “Vin Mariani” (Mariani Şarabı) tonik ve uyarıcı bir spesiyalite olarak 1871’de Fransa’da piyasaya çıkar.
Angelo Mariani, büyük bir ailenin çocuğu olarak Korsika’da doğar. Eczacı olmaya karar vererek Paris’e gider ve bir eczanede çırak olarak çalışmaya başlar. Hırslı bir eczacı adayı olarak, servet yapmasını sağlayacak, ticarileştirebileceği bir spesiyalite aramaktadır. Bu amaçla tonik preparatlara dikkatini verir. Koka yaprağı ile hazırladığı tonik preparatı kullanan bir opera sanatçısı çok memnun kalarak bir sandık ısmarlayınca beklediği fırsatı yakalar. Mariani Şarabı, Avrupa’da ve Amerika’da 1890’larda ve 20.yüzyılın başında en tanınmış farmasötik spesiyalite olmuştur. Vücut, beyin ve sinirler için tonik ve uyarıcı olarak tanıtılan Mariani Şarabı’nın endikasyonları yıllar içinde değişse de genellikle grip, sinirlilik, kansızlık, uykusuzluk, halsizlik, melankoli ve çeşitli mide, boğaz ve akciğer rahatsızlıklarında kullanılıyordu. Yemekten önce veya sonra, ya da kahvaltı ile öğle yemeği arasında bir kadeh alınması tavsiye ediliyordu. Önceleri eczanesinin laboratuarında ürettiği preparata talep artınca, Mariani, Neuilly yakınında bir fabrika kurar. Burada bir de koka bahçesi oluşturur. Koka Şarabı ilk kez 1884’de Fransız Kodeksi’nde yer almıştır.
Angelo Mariani’nin aslında kendine özgü bir tonik yapma fikri 1863 yılında Paolo Mantegazza (koka yapraklarından kokain elde eden ilk adam) tarafından koka yaprağının etkileri üzerine yazılan bir çalışmayı okuduktan sonra kafasında şekilleniyor. Sonuçta ortaya %10 alkol, ve %8,5 kokain içeren bir bordeaux şarabı çıkıyor. Bu şarap piyasaya sürülen ilk kokainli ürün olarak bilinmekte. Bugün piyasadaki şarapların alkol oranı %8 ile 14 arasından değişiyor yani bu şarabın da alkol açısından çok farklı bir tarafı yok ama kokain özüne gelince bu şarabın diğerlerinden farklı olmasının sırrı burada yatıyor. Burada önemli olan şaraptaki alkol ya da kokain oranı değil bunların birlikte kullanılmış olması. Şöyle ki, "kokain tek başına alındığında iki temel metabolit ortaya çıkıyor: ekgonin metil ester ve benzoil ekgonin. Bu iki metabolitin belirgin bir psikoaktif ektisi yok. Kokain ile alkol karıştırıldığında ise ortaya acayip güçlü bir metabolit çıkıyor: kokaetilen. Kokaetilen çok özel olarak karaciğerde metil esterin yerine etil ester oluşumunu sağlıyor ve bu dopamin transferini engelleyerek mutluluğu artırıyor. Yani koka şarabı içenler bir kerede üç güçlü uyuşturucu almış oluyorlar.
Tüm bunlar düşünüldüğünde elbette tonik piyasaya çıktığında yeri göğü sallıyor. Angelo Mariani pazarlama tekniği olarak ünlüleri kullanıyor. Ürününün "yenileyici, dinçleştirici, besleyici, güçlendirici, tazeleyici" olduğunu yayıyor, ve bu taktik hayli tutuyor. 1860'ların ortalarında koka şarabını piyasaya çıkaran Mariani 1880'lerin ortalarında Avrupa'nın en büyük koka yaprağı ithalatçısı oluyor. Reklam için kullandığı kişiler arasında inanılmaz ünlü tipler var. Galler prensi, Rus çar ve çariçesi, Norveç ve İsveç kralları, İngiliz ordusu genelkurmay başkanı, Papa 13. Leo, hatta Papa 13. Leo, Mariani'yi "insanlığın en hayırseveri" ilan ediyor ve onu altın madalyayla onurlandırıyor.
8000 kadar doktor koka şarabının faydaları üzerine yeminli beyanlarda bulunuyor. Kokaini spinal anestezide ilk kez kullanan New yorklu doktor Leonard Corning, bildiği tüm tonikler arasında bu şarabın merkezi sinir sistemine en fazla faydası olan ilaç olduğunu söylüyor.
Alexander Dumas, Jules Verne, Emile Zola, Henrik İbsen ve çok daha fazlası Vin Mariani'yi öve öve bitiremiyorlar. Özgürlük heykeli'ni yapan Bartholdi şöyle diyor: "bu şarap bana diğer projelerim için inanılmaz bir güç verdi."
Günde sadece dört saat uyuyan Thomas Edison bu şarabın müptelası oluyor. Mariani şarabının etkileriyle daha sonra çok fazla taklit ürün çıkıyor ama hiçbiri onun başarısına erişemiyor. Bunlardan biri meşhur Pemberton's french wine coca.
Papa XIII. Leo tarafından Vatikan Altın Madalyası ile ödüllendirilen Mariani’nin başarısı, reklam becerisi ve ürününü tanıtma sanatı ile yakından ilgilidir. Mariani, şarabını kullanıp da memnun kalan ünlü kişilerin yorumlarını çok iyi değerlendirerek reklamını yapmıştır. Bu ünlüler arasında dönemin tanınmış sanatçıları, yazarları, politikacıları, krallar, soylular, din adamları, bilim adamları ve doktorlar bulunmaktadır. Tüm bu ünlü kişilerden Mariani Şarabı hakkındaki düşüncelerini yazarak kendisine göndermelerini ister ve bu imzalı belgeleri “Çağdaş Yüzler” adıyla seri halinde yayınlar. Böylece Mariani Albümü ortaya çıkar. 1891’den 1913’e kadar 13 cilt halinde düzenli olarak yayınlanır. 1914’de öldüğünde hazırlanmakta olan 14. son cilt, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle yayınlanamaz. Savaştan sonra 1925’de oğlu tarafından yayınlanır. Bu 14 ciltlik albüm bugün çok önemli bilgiler içeren bir kaynaktır. Albümde birçok ünlü şahsiyetin biyografisi, portresi, kendi el yazısıyla Mariani şarabı hakkındaki görüşü ve imzası bulunmaktadır. Bu albümde iki Osmanlının da yer aldığını görüyoruz: Ecz. Joseph Zanni ve Dr. Mavrogeny Paşa.
Mariani’nin reklam kampanyaları dönemi için bir yenilik olmuştur. Mariani, ünlü afiş sanatçısı Jules Chéret’den bir afiş hazırlamasını istemiştir. Mariani Şarabı, 1894’te Amerika Birleşik Devletleri’ne ihraç edilmeye başlanır. Angelo Mariani “Koka ve tedavideki uygulamaları” adıyla bir kitap yayınlar ve bu kitap İngilizce’ye de çevrilir. Ancak bu kitapta kokanın zararlı etkilerinden bahsedilmemektedir. Mariani’nin 1914’teki ölümünden sonra da ürünü yıllarca satılır. 1954’de adı “Tonique Mariani” olarak değiştirilir. Fransız eczacı Louis Cotinat’nın verdiği bilgiye göre 1963’de hâlâ satılmaktadır, ancak içinde koka yaprağı artık bulunmamaktadır. Amerikalı eczacı John Pemberton, Mariani Şarabı’ndan esinlenerek 1884’de Atlanta’da “Pemberton’s French Coca Wine” (Pemberton’un Fransız Koka Şarabı) nı piyasaya çıkartır. Bu preparat sinir hastalıkları, hazımsızlık, zihin ve fizik yorgunluk, kabızlık, baş ağrısı, nörasteni ve iktidarsızlık tedavisi için tavsiye edilmektedir. Aynı zamanda morfin bağımlılığını tedavi için de önerilmiştir. 1886’da Atlanta eyaletinde alkol yasağı getirilince, formülden alkol çıkartılarak yerine şurup konulur, koka yaprağına kafein içeren kola tohumu ilave edilerek karbon dioksit ile gazlı bir içecek haline getirilir. “Coca cola” adını alan bu yeni içecek patentli bir ilaç olarak eczanelerde, soda çeşmelerinde satılmaya başlar. 1887’de bir başka Amerikalı eczacı Asa Candler Coca-cola’nın formülünü Pemberton’dan satın alır ve 1888 de Coca-cola fabrikasını kurar. 1904’de formülden koka yaprağı ekstresi çıkartılır, ancak ürünün adı değiştirilmez.
Coca-Cola, 1886 yılında bir eczacı olan John S. Pemberton tarafından ilk defa üretildi. ABD İç Savaşı’nda Konfederasyon ordusunda subay olan ve savaşta yaralanan John S. Pemberton, sürekli ağrı çektiği için morfin bağımlısı idi. Aynı zamanda güçlü ağrı kesici arayışının bir parçası olarak Coca-Cola’yı keşfetti. Coca-Cola oldukça bağımlılık yapan kokainin de hammaddesi olan Coca yapraklarından üretildi. İlk üretildiğinde bardağı 5 cente satılır. Pemberton’un 1888’deki ölümü sonrasında, oldukça şüpheli satın almalar sonucunda Asa Candler Coca-Cola’nın haklarına ve formülüne sahip olur.
Coca-Cola müthiş bir pazarlama stratejisi ile 1895 yılına gelindiğinde ABD’nin her eyaletinde satılır hale gelir.
İyi bir hafta dileğiyle…
Kaynak:
UNUTULAN GALENİK ŞEKİLLER VE İLAÇLAR/ Afife Mat