Advers ilaç reaksiyonu nedir?
İnsanlarda hastalıkların profilaksisi, teşhisi, tedavisi veya bir fizyolojik fonksiyonun değiştirilmesi için kullanılan normal dozdaki bir ilaca karşı gelişen zararlı ve istenmeyen etkileri ifade eder.
Beklenmeyen advers reaksiyon ilaca ait kısa ürün bilgileri ile nitelik, şiddet veya sonlanım açısından uyumlu olmayan advers reaksiyonlardır.
Ciddi advers reaksiyon ilaca bağlı gelişen
- Ölüm
- Hayatı tehdit eden
- Kalıcı veya belirgin sakatlığa veya iş göremezliğe neden olan
- Konjenital anomali veya doğum kusuruna neden olan
- Hastaneye yatışa veya yatış süresinde uzamaya neden olan advers reaksiyonu ifade eder.
Advers İlaç Reaksiyonlarının Sınıflandırılması
A) Doz-bağımlı advers ilaç reaksiyonları olağan dozunda kullanılan bir ilacın normal etkisinin artması olarak düşünülebilir. İlacın farmakolojik etkisinden kaynaklanan ve doza bağlı olarak ortaya çıkan bu etkiler öngörülebilir. Doz bağımlı bu reaksiyonlar advers etkilerin yaklaşık %75’nini oluştursa da mortalite oranı düşüktür. Digoksin toksisitesi, SSRI’lar ile doza bağlı serotonin sendromu, opioidlere bağlı solunum depresyonu, warfarine bağlı kanama doz bağımlı reaksiyonlara örnek verilebilir. Doz-bağımlı ilaç reaksiyonların tedavisinde ilacın dozu azaltılır veya ilaç kesilir. Birlikte kullanılan diğer ilaç düşünülür
B) Doz-bağımlı olmayan advers ilaç reaksiyonları farmakolojik olarak öngörülemeyen, doza bağlı olmayan ve potansiyel olarak daha ciddi advers etkilerdir. Bu reaksiyonlar yaygın değildir ancak mortalite oranı yüksektir. Penisilin hipersensitivitesi gibi immünolojik reaksiyonlar, akut porfria ve psödoalerji (ampisilin döküntüsü) gibi idiyosenkratik reaksiyonlar doz bağımlı olmayan reaksiyonlara örnek verilebilir. Bu reaksiyonların tedavisinde ilaç kesilir ve tekrar almaktan kaçınılır.
C) Doz-bağımlı ve zaman- bağımlı (kronik) advers ilaç reaksiyonları ilacın kronik kullanımı sonucu kümülatif doza bağlı görülür. Yaygın değildir. Antimalaryallar ile görülen oküler toksisite, NSAID ile indüklenen nefropati bu tip reaksiyonlara örnek verilebilir. Tedavide doz azaltılır veya ilaç kesilir.
D) Zaman bağımlı (gecikmiş tip) ilaç reaksiyonları genellikle doza bağlı olup ilaç kullanıldıktan bir süre sonra ortaya çıkan, nadir görülen reaksiyonlardır. Dietilstilbesterol ile görülen vajinal adenokarsinoma gibi teratojenik etkiler, SSRI’lara bağlı tardif diskinezi gecikmiş tip reaksiyonlara örneklerdir. Gecikmiş tip ilaç reaksiyonlarının tedavisi genellikle zordur.
E) İlacın kesilmesine bağlı (kullanımın sonlanması) advers ilaç reaksiyonları nadir görülen, ilaç kesildikten kısa süre sonra ortaya çıkan reaksiyonlardır. Opiat kesilmesine bağlı yoksunluk sendromu, β-bloker kesilmesine bağlı miyokardial iskemi, benzodiazepinlerin kesilmesine bağlı rebound uykusuzluk örnek verilebilir. Tedavide ilaca tekrar başlanır ve ilaç yavaş yavaş bırakılır.
F) Etkisizlik reaksiyonları yaygın görülen, genellikle doz-bağımlı ve ilaç etkileşimine bağlı olarak tedavinin başarısızlığıdır. Özellikle spesifik enzim indükleyiciler ile kullanıldığında oral kontraseptif dozunun yetersizliği etkisizliğe örnek olarak verilebilir. Etkisizlik reaksiyonlarının tedavisinde doz arttırılır veya birlikte kullanılan ilacın etkisi düşünülür.
G) Genetik reaksiyonlar ise genetik farklılıklara bağlı görülen ilaç duyarlıklarıdır. Özellikle ilaç metabolizmasında rol oynayan enzim sistemlerinde polimorfizmden kaynaklanır. Bireysel tedavi düşünülür.
Bir ilacın advers reaksiyona yol açtığından şüphelenmeniz bildirim yapmanız için yeterlidir!
Sağlıklı günler…