Kısaca sizi tanıyabilir miyiz ?



Merhaba. Ben Volkan AYDEMİR. Boğaziçi FarmaKozmi Doğal Kozmetik firmalarının ortağı ve ARGE sorumlusuyum. 2003 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi'nde kısa süreli asistanlık deneyiminden sonra kendimi sektörün önde gelen çok uluslu bir firmasının medikal departmanında buldum. O günden bu yana toplumun sağlığını korumak için farklı bir kulvarda çalışmalarımı sürdürüyorum.




Boğaziçi Farmanın kuruluşundan da biraz bahseder misiniz ?



Hekimliğe adım attığımız ilk yıl tahtaya yazılan ‘’ Önce zarar verme ‘’ idi. Yıllar sonra sektöre geçtiğimde konunun ne kadar önemli olduğunu görme şansım oldu. Katıldığım kongrelerde kanser ve dermokozmetik ilişkisinin sıkça tekrarlanması; insanların hergün kullandıkları ürünlerin kimyasal içerikler barındırabilecekleri ve uzun dönemde bu kimyasallar nedeni ile sağlıklarının bozulabileceği gerçeği beni bu konuda çalışmaya itti.




Bilgi birikimlerimizi aktardığımız Boğaziçi Farma Kozmi Doğal Kozmetiğin genleri üzerine inşa ettiğimiz yaşam kalitesi ürünleri üzerine uzmanlaşmış bir firmadır.




’ Yaşam kalitesi yaşam kadar değerlidir ‘’ sloganı ile özellikle kanser hastalarında kemoterapi ajanlarına bağlı olarak ciltte gelişen yan etkileri geriye çevirebilecek destek tedavileri üretmekteyiz.



Kozmi Doğal Kozmetik ise İzzet SAVUN ve Metin ÇALIŞKAN tarafından 2005 yılında ‘’ Yiyemeyeceğiniz hiçbir şeyi cildinize sürmeyin ‘’ sloganı ile başta kendi dermokozmetik markalarımız olan Qspa ve Ecologica olmak üzere private label marka çalışmalarını yürüttüğümüz diğer firmamız.




P.G.E.D ile tanışmanız nasıl oldu ?



Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği ile tanışmamız ilk kez Kadıköy'de bulunan eski dernek merkezinde, bundan 3 yıl kadar önce, yaptığımız bir toplantı ile oldu.




Bu toplantıya gideken, ülkemizin ilk eau thermal ürün üreticisi olarak, doğala olan aşkımızı anlatmak ve derneği biraz daha yakından tanımak temel amacımızdı.




Bu toplantı sırasında derneğin; topluma ışık tutma arzusunda, yeni mezun eczacılarımıza örnek olan, mesleklerini sahiplenmiş, mesleğini yaşam felsefesi olarak benimseyen ve geleceği projeler ile planlayan eczacılarımızdan oluştuğunu gördük ve çok mutlu olduk.




Ülkemizde bizim gibi toplumu korumaya yönelik çalışmalarda bulunan eczacılarımızın olması, ilerlediğimiz yolda karşılaştığımız güçlüklerle mücadelemizde bize destek olarak, gelişimimizde önemli bir rol oynadı.




Niçin Private Label üretimi destekliyorsunuz ?




Private Label yani kendi markanız altında ürün üretiminin firmalara kısa ve uzun vadede son derece önemli katkıları oluyor. Şöyle ki kendi markanız olduğunda ;




1. Yüksek karlılık oranı


2. Eşsiz rekabet gücü


3. Dışarıya olan bağımlılığın azalması


4. Arzuya göre şekillenebilecek ürün gamı


5. Marka değerinin ilerleyen dönemde oluşacak katkısı


6. İnnovatif ürünler geliştirerek sektöre yön verilebilme şansına sahip oluyorsunuz.




PHARMETİCCARE markası nasıl doğdu ?




İnsanlara sağlıklı bir geleceğin kapısını aralayacak, eczacılarımızın deneyimleri ile şekillenen, etkin ve güvenilir ürünler sunabilme arzusu Pharmeticcare markasının temel taşıdır.




Bu amaçla uzun süredir yaptığımız çalışmaların meyvesi ise Pharmeticcare markası oldu.




PHARMETİCCARE hangi ürünlerden oluşuyor ?


Pharmeticcare bünyesinde ilk olarak müşterilerimizde marka algısını kolayca oluşturacak, kalitesine göre fiyatları oldukça uygun cilt bakım ürünleri sunmak istedik.



Bu amaçla el bakım kremi, ayak bakım kremi, koruyucu bakım şampuanı ve termal mineralli su spreyinden oluşan bir ürün gamı oluşturuldu.



Koruyucu bakım şampuanı dediniz. Bizi biraz daha aydınlatabilir misiniz?



Pharmeticcare koruyucu bakım şampuanı tüm yaş gruplarında kullanılabilecek bir şampuandır. Göz yakmayan formulü ile bebeğinizin kullanabileceği ürünü siz de içerdiği çay ağacı yağı nedeni ile kepek problemlerinizde kullanabilirsiniz.



SLS içermemesi nedeni ile pek fazla köpürmeyecektir elbette. Bu arada silikon içermediği için uzun saçlı bayanlarda kullanımına dikkat etmek gerekir. Zira bir miktar saçlarda sertleşme yapması doğaldır.



Ürünün önemli bir özelliğide düzenli kullanımı ile bit ve diğer dış parazitlere karşı koruyucu olmasıdır.



Bu konuda bir parantez açmak isterim. Birçok kişi taksi, metro, metrobüs veya otobüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Sizden önce o koltuğa kimin oturduğunu, kimin başının değdiğini bilemezsiniz. İşte bu noktada imdadınıza koruyucu bakım şampuanı yetişiyor.



Termal mineralli suyun özellikleri nelerdir ?



Denizlinin Buharkent bölgesinde 2400 metre derinliğe ulaşan kuyumuzdan 140 C° olarak çıkan termal suyumuz doğanın bir mucizesi gibi.



Eser element ve minerallerden zengin, başta selenyum olmak üzere anti oksidanlar açısından dengeli yapısı ile ürünlerimizin etkinliğini artıran en önemli faktörlerden birisi.



Termal su kullanma alışkanlığının az olduğunu düşünüyorum. Sizin fikriniz nedir ?



Ben de sizinle aynı fikirdeyim. Bu konu biraz gri zonda kalıyor. Ne yazık ki henüz termal su niçin kullanılır ? etkisi nedir ? kimler kullanmalıdır ? pek bilinmiyor.



Termal su spreyinin daha çok güneş sonrası bir ürün olarak önerildiğine şahit oluyorum. Aslında kışın neme daha çok ihtiyacımız var ve her bayanın çantasında bir tane bulunmalı diye düşünüyorum.



Bunun yanında akne tedavisi alan gençlerin reçetelerinde mutlaka bulunması gereken bir ürün termal su spreyi. Akne tedavileri sırasında cildin nasıl kuruyup çatladığını düşünün. Hem nemlendirici hem de iyileşme sürecine olan katkısı nedeni ile kullanılmalı.



Meşakkatli bir dönemdir hamilelik. Anne adayları haklı olarak en değerli varlıkları olan çocuklarını koruma telaşı içerisindeler. Çocuğuma zararı olmasın, sütüme geçmesin diye kullanabilecekleri ürün bulmakta zorlanıyorlar. Bu noktada rahatlatıcı ve ferahlatıcı olarak termal su spreyinden gönül rahatlığı ile faydalanabilirler.



Bize son olarak söyleyeceğiniz birşey var mı ?



Pharmeticcare markasının arkasında eczacılarımızın olması sorumluluğumuzu bir kat daha artırıyor. Bizim üzerimize düşen teknolojiden ödün vermeden doğayı işlemek ve tüketiciye doğru ürünler sunabilmek. Zarar vermeden fayda sağlayabilmek. Eczacılarımız ise topluma ışık tutmaya devam edecekler.



Daha iyisi için çalışmaya devam.

Önceki AYIN KONUĞU Yazıları