Günümüzde o kadar çok uyarana maruz kalıyoruz ki, baharın göz kırptığı bu günlerde, hem sağlığımıza hem de sağlıklı bir vücuda sahip olmak, bu uyarıların olumlu olanlarına kapı açmakla mümkündür. Bir ruh hali vardır, hepinizin bildiği gibi; amatör ruh… Ve pek çok kişi de uğraştığı alanla ilgili olarak bu sözleri sarf eder, "-amatör ruhla bu işi yapıyorum".
Nedir bu amatör ruh, nedir bu amatörlük? Aslında maddi bir karşılığı olmadan, kişisel tatmin için ortaya konan çalışmadır. Ödül; çoğunlukla, sonuçta amatöre yöneltilen takdir dolu sözlerden ibarettir. Hele hele söz konusu çocuklar olunca, bu ruh hali zirveye ulaşır ve akıl almaz başarılara imza attırır. Amatörlük ruhunu spora uyarlayacak olursak, ilk hatırlayacağımız: Mustafa Kemal Atatürk'ün "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözü olmalıdır. Neden sağlam kafa ile sağlam vücut arasında bir ilişki kurulmuştur?
Günümüz insanının yaşam standartlarını dikkate alacak olursak, gözümüze ilk çarpan şeylerden biri, düzensiz beslenme, koruyucu kimyasallarla dolu, genetiği ile oynanmış gıdalar, geç saatlere kadar süren öldürücü bir çalışma temposu, ve bozulmuş bir uyku düzeni olacaktır. Bu tempo içinde sanki kendilerini avutmak için kapalı ve havasız mekanlarda spor yapmaya çalışarak kaçırdıkları bazı şeyleri yakalamaya çalışırlar. Umarım ki şu masmavi dünyamızda yeni neslimize açık alanlarda rahatça ve bilinçli spor yapma olanakları sağlanır.
Ağaç yaşken eğilir deyişine uygun olarak körpecik dimağlara sağlıklı yaşamın en önemli koşullarından olan düzenli spor yapma alışkanlığı aşılanır. Bunu söylerken biliyorum ki bazı ebeveynler diyecek ki, "Biz karnımızı doyuramıyorken çocuklarımızı nasıl spor yapmaya yollarız?" Ya da,
Çocuklarımız derslerine ancak yetişiyor, spora ayıracak zamanı yok!" İşte bu noktada yazarlarımıza iş düşmektedir.
Çocuklara spor yaptırmanın yollarını araştırmalı, sporun, bedenlerinin ümmün sistemine katacakları, kanlarının temizleneceği, kas koordinasyon kalitesinin artacağını, zihinsel ve bedensel performanslarının artacağını anlatmak gibi. Üretilecek projelerle, spor yapan genç neslin sayısı artacak, aralarından belki de olimpiyat şampiyonları çıkacaktır. Herkesin bilim adamı olmasının imkansız olduğu gibi, toplumun farklı branşlarda sporculara da ihtiyacı olduğu ve bunun için de eğitimin kaçınılmaz olduğunu, hatırlatmak gereklidir.
O zaman spor yapmaya teşvik için, gerekirse mahalle aralarına kadar yayılmış çeşitli büyüklüklerde spor kulüpleri kurmak, maddi imkansızlıkları olanlar bir yana, imkanı olanlara bile, gerekirse bir miktar düzenli para desteği sağlayarak, spor eğitiminin devamlılığının sağlanması lazımdır. Alt yapıdan başlayarak profesyonelliğe giden yola çıkmadan önce çocuklarımıza, "Ben bir amatörüm" dedirtmeyi becermeliyiz. Sonuçta göreceksiniz ki nice profesyoneller, bu amatör ruhların içinden çıkmış olacak.
İşte tam burada, görevini yapmış olmanın rahatlığıyla, amatörlükten profesyonelliğe giden yolda, başarılar elde eden sporcularımıza, "İşte bu benim amatörüm" diyerek göğsümüzü kabartabileceğiz. Ben bir amatörüm diyerek yola çıkıp, başarılı bir kariyere imza attıktan sonra da, o çocuklarımız için, işte bu benim Amatörüm, diyebileceğimiz günlere kavuşmak dileğiyle spor ve sağlık dolu günler dilerim…
Uzm. Ecz. İbrahim YAVUZ
[email protected]