Son zamanlarda bir Goji çılgınlığıdır gidiyor. Herkes zayıflattığı ileri sürülen bu meyvenin peşinde. Sevgili Nursun Tanuula telefonla arayıp da bu konudaki düşüncemi sorana kadar, doğrusu, işlerin yoğunluğundan ilginin bu boyuta vardığının pek farkına varamamıştım. Hemen internette “goji berry” ve “zayıflama” anahtar kelimeleri ile bir arama yaptım, yüzbinlerce başlık ortaya çıktı. Youtube ‘da bir çok görsel; 9 ayda 40 kilo verenler, goji kremi ile 20 yaş gençleşenler, ünlü mankenlerin zayıflama sırlar, …. Yapılan sağlık önerilerine bakıldığında sanırım Eczanelerde sadece “Goji berry” önererek tüm hastalıkların tedavi edilebileceği düşüncesine kapılıyorsunuz. Bilimsel kaynaklarda bir araştırma yaptığımda ise bilimsel literatüre bu şekilde bir etkinin yansımadığını gözlemledim. Tabi hemen aklıma sıklıkla tekrarlanan sahtekârlık geldi; bitkilerin içerisine sibutramin katılarak pazarlanması. Bu şekilde bir risk bulunup bulunmadığını tespit edebilmek için Nursun’dan piyasadaki örneklerden temin etmesini rica ettim.




Gönderilen iki farklı marka Gojiberry çayı tisan zarfının içini açtığımızda içerisinde kırmızı gojiberry’nin zerresi bile yoktu. Tamamen yapraklardan ibaretti; yeşil çay, mate, kekik, biberiye gibi form çaylarında bulunan bitkiler. Tabi bu bitkiler Gojiberry etiketi ile iki misli fiyata satılabiliyor. Kurutulmuş tüm meyve içeren ürünlerden birinin içerisindeki meyveyi ağzıma attığımda ağzımda kötü bir acı tat oluştu. Acaba üzerine sibutramin püskürtülmüş olabilir mi diye analiz ettik, ama sibutramin varlığına rastlamadık. Hala acı tadın nereden geldiğini bilemiyorum!




Peki, bilimsel kaynaklarda bu konuda herhangi bir kanıt bulunuyor mu? 2015 yılında Journal of Dietary Supplements dergisinde yayımlanmış bir derleme çalışmasında bu konuda tüm bilimsel çalışmalar incelenerek kapsamlı bir rapor hazırlanmış.




Goji berry, Latince adı ile Lycium barbarum , L. chinense ve yakın türlerin meyveleri. Aslında ülkemizde de yetişen bir bitki ama kimsenin tüketme alışkanlığı bulunmadığından bilinmiyordu. Çin’de ise 2000 yıldır kullanıldığı biliniyor. Meyveler karotenoitler (lutein, zeaksantin) bakımından zengin. Bu bakımdan yaşlanmanın geciktirilmesi ve özellikle göz sağlığının korunması, makular dejenerasyonun önlenmesi bakımından yararlı olabileceği ileri sürülüyor. Tabi bu tip karotenoitler taşıyan bazı formüller hâlihazırda aynı endikasyonlar ile pazarlanıyor. Goji berry ile ilgili deneysel, yani in vitro ve in vivo, çalışmalarda tespit edilen antikanser, antidiyabetik, hipolipidemik, antihipertansif, antiinfertilite, antimyelosupresif, antioksidan, hafızayı artırıcı, immünostimülan etkilerin goji berry’nin polisakaritlerinden kaynaklandığı bildiriliyor. BU durumda zaten çay olarak kullanıldığında bu tip yarar beklenmesi pek akılcı görünmüyor. Ancak meyveyi yerseniz ya da dekoksiyon hazırlarsanız söz konusu olabilir. Tabi ısıl işlemlerin ne şekilde bir etkinlik kaybı sağlayacağı bilinmiyor. Bu bulguların deneysel olması nedeniyle daha net yorum yapılabilmesi için insanlar üzerinde yürütülmüş klinik çalışmalar önemli.




Klinik çalışma olarak goji berry meyve suyu pazarlayan bir Amerikan firmsıanın yürüttüğü çalışmalar var. Bu çalışmalarda günde 120 ml meyve suyunun 2-4 hafta tüketilmesi ile kişilerin enerjisinde artış sağladığı; diyet ve egzersiz ile birlikte uygulandığında kilo kaybı sağlayamadığı ancak bel çevresi ölçüsünü biraz azalttığı; görüşü kuvvetlendirdiği; bağışıklık sistemini düzenlediği; algılamayı artırdığı bildiriliyor. Tabi bu çalışmaların tümü pazarlayıcı firma tarafından desteklendiğinden ne derece tarafsız olduğunu bilemem.



Raporda muhtemel riskler şu şekilde belirlenmiş. Bu risklerin bir kısmı kullanan insanlarda gözlenen anekdotal vaka bildirimleri, bir kısmı ise deneysel araştırma sonuçlarının yorumlanması sonucu yapılan öneriler.




• Yüksek miktarlarda tüketimine bağlı bulantı ve kusma,



• Hamilelerde rahim hareketlerinin artması sonucu düşük riski,



• Kişisel hassasiyete bağlı alerji riski, bir anaflaksi vakası bildirimi mevcut,



• Radyoterapi gören hastalarda radyoterapiye artan hassasiyet,


• Yüksek tansiyon, diyabet, kan sulandırıcı ilaçların etkisinde artışa bağlı riskler,


• 53 yaşında bir kadında güneşlendiğinde ciltte oluşan eritem. Özellikle önümüz yaz mevsimi olduğundan bu konuda dikkatli olunmalı.





Bu raporda olası ilaç etkileşmelerine ait de geniş bir değerlendirme yapılmış.




Bir diğer risk ise Amerikan FDA tarafından yapılan analizlerde Çin’den ithal edilen Goji meyvesi ve ürünlerinde yüksek seviyede tarım ve böcek ilacı mevcudiyeti. Nitekim 2012 yılında bir otoimmün hepatit vakası bildirimi mevcut. Bu uyarıyı okuyunca, acaba ağzımda Goji meyvesinin verdiği kötü acı tat bu tip bir tarım ilacından mı kaynaklanıyordu?





Sonuç olarak, her kırmızı meyve gibi gojiberry sağlığımız için yararlı olabilir. Yararlarının muhtemelen antioksidan etkisi ile ilişkili olduğu ileri sürülüyor. Çayının herhangi bir yararı söz konusu değil, zaten pazarlanan çay formüllerinin içerisinde de goji berry bulunmuyor, ya da çok düşük miktarda ilave edildiğinden görülmüyor. Meyve suyu ya da tüm meyveyi tüketerek yararlı olabilir. Ama obezite sorununa bir çözüm olamayacağı KESİN.




En etkili zayıflama şekli;








Önceki FİTOTERAPİ Yazıları