
Bütünleyici, integratif tıp/ sağlık (İntegrative medicine/health) son zamanların en moda deyimleri arasında. İntegrative (İng.), integratif (Fr.) kelimesi “bütünleyici” olarak Türkçeleştirilmiş. Yabancı sözlüklerde tanımını; iki veya daha fazla şeyi birleştirerek, etkin birim veya sistem yaratmak olarak buluyor.
İntegratif tıbbın amacı; tamamlayıcı ve alternatif tedaviler ile konvansiyonel tedavileri, klinik kanıta dayalı zeminde birleştirerek, insan sağlığının korunmasında ve hastalık tedavisinde bütüncül bir yaklaşım oluşturmak.
Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin, varlığını ve bilimselliğini tartışalım veya tartışmayalım, bu tedaviler dünya toplumları tarafından ciddi bir oranı kullanılmakta. Yakın yıllarda, İngiltere ve Avustralya sağlık sistemleri, bu tedaviler, konvasiyonel tedaviler ile beraber yürütüldüklerinde, ödeme kapsamına aldı. ABD’de toplum sağlığını koruma amaçlı, devlet eliyle tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin, kanıta dayalı klinik araştırmalarının gerçekleştirildiği ve bilimsel araştırmalarının desteklendiği bir merkez (National Center for Complementary and İntegrative Health) kuruldu. Günümüzde, özel sigorta sistemleri, yapılan destekleyici tedavileri karşılayan paketler pazarlamaya başlamış durumda.
Son 5 yıldır, Türkiye’de hekimler bu alanlarda bakanlık onaylı, uzmanlık eğitimi ve sertifikasyon programlarına katılıyorlar. Bakanlık, uygulamaların sınırlarını çizilmesine yönelik yönetmelikleri ve yönergeler yayınlamakla kalmıyor, yaygınlaşmasına yönelik, eğitimler, kongreler düzenlenliyor. Devlet ve üniversite hastanelerinde ünitelerin kurulmasını destekliyor. (Bkz. https://getatportal.saglik.gov.tr/)
Aslında oldukça ilginç bir konu, tamamlayıcı ve alternatif tedaviler, çünkü sadece basitçe algılandığı gibi sülük, kupa ve hacamat tedavisinden biraz ilerde. Uygulamaların hepsinin, kendi içerisinde, belirli bir mantığı ve felsefesi var. Bu alanların başlıcaları arasında, bizim hiçte yabancısı olmadığımız; Aromaterapi, homeopati, naturopati, bitkisel ilaçlar, masaj terapisi, nefes terapisi, akapunktur, hipnoterapi, osteopati, beslenme terapisi, prograsif rahatlama teknikleri, yoga, Thai-Chi, ayurvedik tıp, meditasyon vb. gibi alanlar sayılabilinir.
Rasyonel ve ölçümlenebilir, kanıta dayalı tıp uygulamaları açısından, klinik anlamda konvansiyonel tıp ile tamamlayıcı tedavilerin birbirleri ile anlaşması ve çalışabilmesi gerekiyor. Bu çaba için yaratılan modelerin ana dayanak noktaları ise şöyle;
-Genel sağlık/iyilik durumu, kişi hasta olsun veya olmasın temelde organizmanın bulunduğu duruma adapte olması ile mümkündür.
-Adaptasyon, kişinin biyokimyasal, yapısal ve psikososyal olarak tanımlanan biribirinden bağımsız üç farklı kapasitesinin tamamen, koordinasyon içinde düzenli çalışması ile gerçekleşir.
-Bu bileşenler bir noktaya kadar birbirinden bağımsız olarak ele alınmakla beraber, ideal sağlık durumu için bu bileşenlerin tamamının iyileştirilmesi ve klinik anlamda regüle edilmesi gerekmektedir. Destekleyici tedaviler bahsi geçen regülasyon aşamasına katkıda bulunmakta ve bireyin iyileşme/sağlıklı kalma süreçlerine adaptasyonunu desteklemektedir.
Sistemin kısaca nasıl çalıştığını teorik olarak algılama pekte kolay değil. Pratik uygulamalar içinde vakaya yönelik tedavi protokol örneklerini incelemek, fayda ve kapsamı görmek açısından daha kıymetli.
Örneklemi, Kronik anksiyete ve panik atak tedavisi üzerinden yürütelim. Bu vakalarda, kişi kendisini sürekli stres altında hisseder ve vücudu olarak “kavga ve uçuş (fight and flight)” durumu yaratır, biyokimyasal cevap olarak adrenelin kontrolsüz ve aşırı salgılanır. Adrenalin salgısı ve depressif tetikte durum, beyinde bulunan diğer nörotransmitterlerin ve vücut hormon düzeylerinin sürekli dalgalanmasına yol açar. Yanısıra, anksiyete ve hormon dalgalanmaları, kan şeker düzeyinin hızlıca düşmesini sağlar ve kişiye hipoglisemi atakları yaşatır. Yapısal olarak bu durumun yansıması, anksiyöz davranış paterni, sürekli kas gerginliği sonucu kronik ağrı, kramp ve tutulmaları ile atak sürecinde, aşırı terleme, hiperventilasyon, yükselen kalp atım hızı ile karakterizedir. Psikososyal olarak, geçmiş tecrübeleri, işsel, çevresel ve aile kaynaklı stress, kişide fazla yüklenmelere sebep olur. Kişi pesimist, nevrotik, fobik, obsesif -kompalsif davranış bozuklukları ile koordinasyonlu agresyon yaşar ve ara ara panik ataklara girer.
Kronik anksiyete ve panik atak tedavisinde, konvansiyonel tedavi kapsamında anksiyete için hafif antidepresan ve trankilizanlar kullanılmakta, kardiyovasküler semptomların düzenlenmesi için ise beta-blokörler reçete edilmektedir. İleri düzeylerinde, hastaya psikolojik destek tedavisi önerilmektedir. Destekleyici tedavi kapsamında, kan şekerinin dengelenmesi için beslenme terapisi ile öğün alışkanlıkları değiştirilmekte, kafein, alkol kullanını engellenmekte, aşırı şeker yüklemesinin önüme geçilmektedir. Rutin magnezyum ve kalsiyum (herbiri günlük 500mg) destekleri hastaya önerilirken, hormonal imbalans için homeopati tavsiye edilmektedir. Yapısal değişimlerin dengede olması ve keskin pikler yapmaması için aromaterapi ve yoga, kas gerginliği ve kilitlenmiş nodüller için, masaj terapisi ve akapunktur hastaya uygulanmaktadır. Gündelik yaşamda psikososyal baskı kaynaklı stresin azaltılması için nefes teknikleri ve egzersizleri hastaya uygulanmakta ve öğretilmektedir.
Enfeksiyon hastalıklarından astıma, kronik kardiyovasküler, gastrointestinal, osteoartrit, romatoit artrit hastalıklardan premenustral ve menopoz sendromlarının yönetilmesine, migrenden kronik yorgunluğun tedavisine kadar konvansiyonel ve tamamlayıcı tedavilerin beraber çalıştığı integratif tedavi protokolleri batı tıbbında yaygın kullanımda.
Tüm bu durum ve uygulamalar, eczacının hasta odaklı ve danışman rolüne yeni bir yaklaşım ve tanımıda beraberinde getiriyor; “İntegratif Sağlık Eczacılığı”. İntegratif sağlık eczacısı, mesleki anlamda geleceğin trendi olarak algılanmaya başlandı. Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerde hasta danışmanlığının ABD’de temel eczacılık eğitiminin içerisine nasıl bilimsel destekli zeminde entegre edilebileceği eczacılık eğitimine yönelik bilimsel dergilerde tartışılıyor. Yakın gelecekte bu alanlarda uzmanlaşmış eczane ve eczacıların ayak seslerini homeopati, aromaterapi, fitoterapi eğitimleri ile duymaya başladık bile.
Sağlıklı, Mutlu ve Keyifli Günler Dileklerimle
Prof. Dr. Barkın Berk