KOENZIM Q10’İN BİLMEDİĞİNİZ FAYDALARI

KoQ10 olarak da bilinen Koenzim Q10, hücresel işlev ve sentezi yürütmek için karbonhidratlardaki ve yağ
asitlerindeki enerjiyi ATP'ye dönüştüren, mitokondride depolanan ve oksidatif fosforilasyon sürecinin önemli bir
bileşeni olarak tanımlanan vitamin benzeri bir maddedir.

Vücudumuz doğal olarak KoQ10 üretir, ancak üretimi yaşla birlikte azalmaya başlar. Neyse ki , KoQ10'u
takviyeler veya yiyecekler yoluyla da kolaylıkla temin edebiliriz.

Araştırmalar KoQ10 in enerji üretimi yanı sıra başka rollerinin de olduğunu göstermiştir. Bunlardan biri , bir
antioksidan görevi görmek ve hücreleri oksidatif hasardan korumaktır
ATP'nin vücudun tüm işlevlerini yerine getirmek için kullanıldığı ve oksidatif hasarın hücrelere zarar verdiği göz
önüne alındığında, bazı kronik hastalıkların (Kalp hastalığı, beyin bozuklukları, diyabet ve kanser gibi ) düşük
KoQ10 seviyeleri ile bağlantılı olması şaşırtıcı değildir.

KoQ10 vücudumuzun her hücresinde bulunur; ancak en yüksek konsantrasyonları kalp, böbrekler, akciğerler ve
karaciğer gibi en fazla enerji ihtiyacı olan organlarda mevcuttur.

Aşağıda sizin için KoQ10'un 9 ana faydasını bir listesi halinde topladık:

1. Kalp Yetersizliği

Kalp yetmezliği genellikle koroner arter hastalığı veya yüksek tansiyon gibi diğer kalp rahatsızlıklarının bir sonucudur. Bu hastalıklar, damarlarda ve atardamarlarda oksidatif hasarın ve iltihaplanmanın artmasına neden olabilir ve sonuç olarak , düzenli olarak kasılamayacağı veya vücuda kan pompalayamayacağı noktaya kadar etkilediğinde ortaya çıkmaktadır . KoQ10, kalp fonksiyonunu iyileştirerek, ATP üretimini artırarak ve oksidatif hasarı sınırlayarak kalp yetmezliğinin tedavisinde yardımcı olduğu gözlemlenmiştir.

2. Doğurganlık
Dişi doğurganlığı, mevcut yumurtaların sayısı ve kalitesindeki düşüş nedeniyle yaşla birlikte azalır.KoQ10 doğrudan bu sürece dahil olur. Yaşlandıkça KoQ10 üretimi yavaşlar ve vücudun yumurtaları oksidatif hasardan yeterince kotuyamaz. KoQ10 ile takviye yapmak, yumurta kalitesi ve miktarındaki yaşa bağlı bu düşüşü yardımcı oluyor ve hatta tersine çevirebilir.

Benzer şekilde, erkek spermi oksidatif hasarın etkilerine karşı hassastır ve bu da sperm sayısında azalma, düşük
sperm kalitesi ve kısırlığa neden olabilir. Birkaç çalışma, KoQ10 takviyesinin antioksidan korumayı artırarak sperm kalitesini, aktivitesini ve
konsantrasyonunu iyileştirebileceği sonucuna varmıştır.

3. Cilt hasarları

Gün içerisinde cildimiz zararlı dış ve iç etkenlerin etkisinde kalarak hızlı yaşlanmaya ve çeşitli akne ve lekenme gibi sorunlara maruz kalabilir. Bazı iç etkenler arasında hücresel hasar ve hormonal dengesizliklerı sayabiliriz . Dış etkenler arasında UV ışınları gibi çevresel etkenler de bulunur.
KoQ10'u doğrudan cilde uygulamak, cilt hücrelerinde enerji üretimini artırarak ve antioksidan korumayı arttırarak iç ve dış etkenlerden kaynaklanan hasarı azaltabilir.

4. Baş Ağrıları

Anormal mitokondriyal fonksiyon, hücreler tarafından kalsiyum emiliminin artmasına ve antioksidan korumanın
azalmasına neden olabilir. Bu, beyin hücrelerinde düşük enerjiye ve hatta migrene neden olabilir. KoQ10 esas olarak hücrelerin mitokondrilerinde yaşadığı için mitokondriyal fonksiyonu iyileştirdiği ve migren sırasında oluşabilecek iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olduğu gösterilmiştir.
Norveç’de yapılan bir bir çalışma KoQ10 takviyesinin 42 kişide migren sayısını azaltmada plasebo grubuna göre göre üç kat daha etkili olduğunu kanıtlanmıştır.

5. Egzersiz Performans ve verimliliği

Anormal mitokondriyal fonksiyon kas enerjisini azaltarak kasların verimli bir şekilde kasılmasını ve egzersizi sürdürmesini zorlaştırabilir.
KoQ10, hücrelerdeki oksidatif stresi azaltarak ve mitokondriyal fonksiyonları iyileştirerek egzersiz performansına
yardımcı olabilir. Bir araştırmada, 30 kişilik ( KoQ10 ve plasebo grubuplar halinde) bir topmlum, 60 gün boyunca günde 1.200 mg KoQ10 ile takviye eilderek izlenmiştir. Deneyin sonunda takviye edilen gruptaki oksidatif stresin azaldığını saptanmıştır.

6. Diyabet
Oksidatif stres hücre hasarını indükleyerek diyabet gibi metabolik hastalıklara neden olabilir.
Bunun yanı sıra anormal mitokondriyal fonksiyon da insülin direnciyle ilişkilendirilmiştir.
KoQ10'un burdaki etkisi insülin duyarlılığını iyileştirdiği ve kan şekeri seviyelerini düzenlediği olarak
gözlenlenmiştir. KoQ10 takviyesi, tipik olarak bu bileşiğin düşük seviyelerini gösteren diyabetli kişilerde kandaki KoQ10
konsantrasyonlarını üç kata kadar artırmaya yardımcı olabilmektedir.

Ayrıca, yapılan bir çalışmada 12 hafta boyunca KoQ10 ile tip 2 diyabet takviyesi olan kişilerin, açlık kan şekeri düzeyleri ve son 2-3 aydaki kan şekeri düzeylerinin ortalaması olan hemoglobin A1C önemli ölçüde azaldığı kanıtlanmıştır.

Son olarak, KoQ10, yağların parçalanmasını uyararak ve obeziteye veya tip 2 diyabete yol açabilecek yağ hücrelerinin birikimini azaltarak diyabetin önlenmesine yardımcı olabileceği tespit edilmiştir.

7. kanser

Oksidatif stresin hücre hasarına neden olduğu ve işlevlerini etkilediği bilinmektedir. Vücudumuz oksidatif hasarla etkili bir şekilde savaşamıyorsa, hücrelerinizin yapısı hasar görebilir ve muhtemelen kanser riskini artırabilir. KoQ10, hücreleri oksidatif stresten koruyabilir ve hücresel enerji üretimini destekleyerek sağlıklarını ve hayatta kalmalarını teşvik edebilir. İlginç sonuçlu bir çalışmada , kanser hastalarının daha düşük KoQ10 seviyelerine sahip olduğu gösterilmiştir; ayrıca 432 kişilik başka bir çalışmada KoQ10 takviyesinin kanserin tekrarlama şansını azaltmaya yardımcı
olabileceğini öne sürülmüştür.

8. Beyin fonksiyonları

Mitokondriler, beyin hücrelerinin ana enerji motorlarıdır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Mitokondriyal fonksiyon
yaşla birlikte azalma göstermektedir. Toplam mitokondriyal disfonksiyon, beyin hücrelerinin ve Alzheimer ve
Parkinson gibi hastalıkların ölümüne yol açabilir. Ne yazık ki, beyin, yüksek yağ asidi içeriği ve yüksek oksijen
talebi nedeniyle oksidatif hasara karşı çok hassas bir organdır.

Bu oksidatif hasar hafızayı, bilişi, öğrenme gücünün ve fiziksel işlevleri etkileyebilecek zararlı bileşiklerin üretimini
artırır . KoQ10 bu zararlı bileşikleri azaltarak Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıkların ilerlemesini yavaşlatabilir.

9. Akciğerler

Tüm organlarımız arasında oksijenle en fazla teması olan akciğerlerimizdir. Bu onları oksidatif hasara karşı çok
hassas bir hale getirir. Akciğerlerde artan oksidatif hasar ve düşük KoQ10 seviyeleri de dahil olmak üzere zayıf
antioksidan koruma, astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi akciğer hastalıklarına neden olabilir.
Bir çalışma, KoQ10 ile takviyenin astımı olan bireylerde iltihaplanmayı ve ayrıca tedavi etmek için steroid
ilaçlarına olan ihtiyaçlarını azalttığını göstermiştir.

Başka bir çalışmada , KOAH hastaların KoQ10 ile takviye edildikten sonra doku oksijenasyonu ve kalp hızı artıp, egzersiz performanslarında yükseliş gözlemlenmiştir.

Dozaj ve yan etkiler

Bizler vücudunuzun içine alacağınız her ilaç veya besin desteği için en başta doktorunuz veya eczacınıza
danışmanızı tavsiye ederiz. Ama bu başlık altında yan etkisi tespit edilmeyen ve alabileceğiniz en güvenli dozları
araştırdık.

Standart KoQ10 dozu günde 90 mg ila 200 mg arasında değişir. 500 mg'a kadar olan dozlar iyi tolere ediliyor gibi
görünüyor ve bazı çalışmalarda ciddi yan etkiler olmaksızın daha da yüksek dozlarda da kullanılmıştır.
KoQ10 yağda çözünen bir bileşik olduğundan emilimi yavaş ve sınırlıdır. Bununla birlikte, yiyeceklerle birlikte
KoQ10 takviyeleri almak, vücudunuzun onu yiyeceksiz almaktan üç kat daha hızlı emmesine yardımcı olabilir
Vücudumuz KoQ10 depolamaz. Bu nedenle, faydalarını görmek için sürekli kullanılması önerilir.
Yapılan bazı çalışmalarda, 16 ay boyunca günlük 1.200 mg doz alan hiçbir önemli yan etki gösterilmemiştir.
Bununla birlikte, yan etkiler ortaya çıkarsa, günlük dozun iki ila üç daha küçük doza bölünmesi önerilir.

KoQ10'un Doğal Gıda Kaynakları
KoQ10'u ek olarak kolayca tüketebilirken, bazı gıdalarda da bulunabilir.
Aşağıda sizler için rahatlıkla günlük diyet programlarınıza ekleyebileceğiniz KoQ10 depolarını listeledik:
Organ etleri: Kalp, karaciğer ve böbrek
Bazı kas etleri: sığır eti ve tavuk
Yağlı balıklar: Alabalık, ringa balığı, uskumru ve sardalya
Sebzeler: Ispanak, karnabahar ve brokoli
Meyve: Portakal ve çilek
Baklagiller: Soya fasulyesi, mercimek ve yer fıstığı
Kuruyemiş ve tohumlar: Susam ve antep fıstığı
Yağlar: Soya fasulyesi

Kaynaklar
? Bonakdar, R. A., Guarneri, E. (2005). Coenzyme Q10. American family physician, 72(6), 1065-1070.
? Garrido-Maraver, J., Cordero, M. D., Oropesa-Avila, M., Vega, A. F., de la Mata, M., Pavon, A. D., ... Alcázar, J. A. S.
(2014). Clinical applications of coenzyme Q10. Frontiers in Bioscience-Landmark, 19(4), 619-633.
? DiNicolantonio, J. J., Bhutani, J., McCarty, M. F., O'Keefe, J. H. (2015). Coenzyme Q10 for the treatment of heart failure: a
review of the literature. Open Heart, 2(1), e000326.
? Mortensen, S. A., Rosenfeldt, F., Kumar, A., Dolliner, P., Filipiak, K. J., Pella, D., ... Q-SYMBIO study investigators. (2014).
The effect of coenzyme Q10 on morbidity and mortality in chronic heart failure: results from Q-SYMBIO: a randomized
double-blind trial. JACC: Heart Failure, 2(6), 641-649.
? Lafuente, R., González-Comadrán, M., Solà, I., López, G., Brassesco, M., Carreras, R., Checa, M. A. (2013). Coenzyme
Q10 and male infertility: a meta-analysis. Journal of assisted reproduction and genetics, 30(9), 1147-1156.
? Rinnerthaler, M., Bischof, J., Streubel, M. K., Trost, A., Richter, K. (2015). Oxidative stress in aging human skin.
Biomolecules, 5(2), 545-589.
? Rusciani, L., Proietti, I., Rusciani, A., Paradisi, A., Sbordoni, G., Alfano, C., ... Lippa, S. (2006). Low plasma coenzyme Q10
levels as an independent prognostic factor for melanoma progression. Journal of the American Academy of Dermatology,
54(2), 234-241.

Önceki FAYDALI BİLGİLER Yazıları