
Yeni bir gezi olarak UNESCO Dünya Mirası listesinden 5 yeri kapsayan(Cuzco,Machu Picchu, Tivanaku,Lima ,Nazca Çizgileri)Peru'yu seçtim. Buraya çok uzun zaman harcamam gerektiğinden hızlandırmak amaçlı butik bir turla gitmeye karar verdim.Inka Uygarlığı Paçakuti adlı hükümdarın başkanlığında başlattığı fetih dalgasıyla Peru Bolivya ve tüm And dağlarını kapsamaktadır.Inkalar kipu denilen,farklı renk ve uzunluktaki iplerin birbirine düğümlenmesiyle kodlanan bir kayıt sistemine sahiptiler.Kipuların iletimi için bir ulak sistemi de geliştirilmişti.
Bu geziye aylar önce program yaptığımdan başlangıç tarihi yeni açılan havaalanının ikinci günü ne denk geldi,tur şirketi hemen shuttle ayarladı ve problem yaşamadık.Air France ile Paris aktarmalı olarak Lima'ya gidiyoruz 3,5 saatta Paris ,orada 2 saat bekledikten sonra 12-13 saat uçuş ile Lima'ya iniyoruz ,pasaport kontrolünden sonra valizlere ulaşmaya çalışırken hemen yükseklik hastalığının belirtilerini hissediyorsunuz ki burası gideceğimiz yerlere göre en alçak yer;ben sanki çok yokuş çıkmışım gibi bir hisse kapıldım ,sonra arkadaşlarla konuşunca aynı his onlarda da olmuş ,havaalanında içmemiz için koka çayı,çiğnememiz için koka yaprakları veriyorlar.
Burada bol su içmeliyiz.Ve aslında panik atağı olanlar,kalp hastaları,nefesle ilgili sorunu olanların doktor onayı alarak gelmesi lazım.Ama görülmeye değer yerler.Lima'nın nezih semtlerinden Miraflores 'te Jose Antonio Oteline yerleşip şehirin havasını almaya çıktım.Sabah erkenden otelden ayrılıp Peruvian Havayoluyla 1 saat 20 dakikaya Cusco'ya ulaşıyoruz.Inkaların samanyolu galaksisinin yeryüzündeki yansıması olarak algılayıp kutsal addettikleri Kutsal Vadi(Urubamba Vadisi) ortalama 3000-3500 metre yüksekliğinde;havadaki oksijen miktarı azaldığından yerlilerin soroche dedikleri rahatsızlıkları yaşamamamız için bol su tüketmeli,koka yapraklarını çiğnemeli ve ağır hareket etmemiz gerekmekte.Bu bereketli arazilerde gelişkin tarım uygulamaları ve gıda güvenliği günümüze kadar gelmiş.
Buradaki Chinchero köyü,aynı kıyafetlerin ve aynı geleneklerin uygulandığı yerli köyü,burada alpaga yününün yerel kooperatifçe nasıl eğrildiği,nasıl renklerin oluştuğu ,nasıl örüldüğü çok şeker Inkalı bir bayandan koka çayı eşliğinde izliyoruz,mısır ve patatesin üretimini saklanma şekillerini dinliyoruz.Buradan Maras tuz havzasına geçiyoruz;yeraltından çıkan tuzlu maden sularının güneşte sığ havuzlarda kurutulmasıyla pembe inka tuzunun oluşumunu gördük.Tierra Viva Valle Oteline geçiyoruz,burası vadi içinde yerleşmiş villa şeklinde çok güzel tam buraya uygun,yöresel yemeklerle akşam yemeği ve devamlı koka çay ikramları olan bir oteldi.Vücudumuzu yavaş yakaş yüksekliğe alıştırmak Machu Picchu da sıkıntı yaşamamamız açısından iyi oldu.Sabah sırt çantalarımız,koka çaylarımız,koka yapraklarımız ve pasaportlarımızla otobüslere binerken valizlerimiz de diğer otele yola çıkmıştı.
Otobüsle Ollantaytampo Tren istasyonuna geliyoruz bunları uzun vakti olanlar bireysel olarak ta rahatlıkla yapabilir.Burada tüm gezginler trene binmek için ,gezgin hacısı olmak için sabırsızlanıyor.Tren 1.5 saat sürüyor ,ama o kadar güzel bir ambians,o kadar güzel bir manzara ve harika müzikler eşliğinde(ki burada trenin içi çok güzel,tavanda da pencere olduğundan her yerde manzara)olduğundan daha uzun da kalabilirsin;inince ringlerle grup halinde Machu Picchu girişine gelip pasaport ve biletimizle giriş yapıyoruz,gerçekten Dünyanın yedi harikasından biri ünvanını haketmiş bir yer;burayı 1911 yılında ABD li bir gezgin olan Hiram Bingham keşfetmiş.Dağların arasında geçitler,merdivenler,kanal sistemi var,tarımalanları,konut bölgesi,saray ve tören bölgelerinden oluşuyor.Bu taşlar birbirlerine hiç bir harç malzemesi kullanılmadan inşa edilmiş ve deprem bölgesi olan burada yıkılmamış aynı ihtişamıyla duruyor,sanki bulutlara çıkar gibi.En tepede bulutlara ulaşmaya çabalıyorsun ve ayrılmak istemiyorsun ve çıkışta pasaportlarımıza gezgin haccının simgesi olarak mühür bastırmayı unutmuyoruz.
Ve Cusco rakım 3416 Inka İmparatorluğunun başkenti;her yerde ,otellerde koka yaprağı,koka çayı ve oksijen servisi mevcut,ve ben 5 arkadaşımla birlikte gelmiştim tura ,6 kişiden ben dahil 4 kişi oksijen aldık otel görevlileri olaya alışık hiç panik olmadan sakin sakin getiriyorlar ve 5 dakika alınca insan kendine geliyor.Cusco dünyanın göbek deliği anlamına geliyor.Plazo Mayor de Cusco Katedralinde altın süslemeler(yağmalamadan kalanlar),yerli ressamların incil tasvirleri var.Korikança tapınağını Güneş tanrısına adamışlar.12 kenarlı taş,Bohem Muhit San Blas ve San Pedro Pazarını gezdik.
Sabah Puno.İlk olarak yolda Andahuaylillas Kasabası;burada San Pedro Kilisesi ,fresklerden ve tavandaki işçilikten Vatkan'daki Sistina Şapeli'ne benzetiliyor.80 km mesafedeki Evreni yaratan tanrı olan Virakoça'ya adanmış tapınağı Raqchi arkeoloji alanında gördük.İnka topraklarında yapılmış en büyük tapınak.Sonra rakım 4335 metre La Raya Geçidinde seyir terasında And dağlarını seyrettik ve Puna 'ya vardık,Titikaka gölü kıyısına sabah erkenden geldik, Güney Amerika'nın en büyük gölü ve tekne turuyla insan eliyle yapılan adaları gezmeye başladık.Totora adlı bir bitkiyi örerek 55 adada 2000 kişi yaşıyor,bunlarda birine yanaşıp yaşamlarına dahil oluyoruz ,onların kıyafetlerini giyip evlerini geziyoruz,yapmış oldukları hediyeliklerden alıyoruz (oradan aldığım yastıklar evimin bir köşesinde anılarımı hatırlatıyor bana),veda şarkımızı da dinleyip ayrılıyoruz.Bolivya sınırını geçerek öğle yemeğinde Tiwanaku'dayız,.En önemli yapı Güneş Kapısı.Deniz seviyesinden 3632 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek başkenti olan La Paz'dayız.Dünyanın en yüksek teleferiği olan El Alto ile gezerek şehiri ve teleferik hatlarını görme imkanımız oluyor,Rusya'daki metro hatlarının teleferik versiyonu görülmeye değer.Sonra Pagan inançlarıyla ilişkili nesnelerin,büyülerin olduğu Cadılar Pazarına gidiyoruz ,bir takım büyüler kazanç büyüleri vs alıyoruz oradan Koka müzesine giriyoruz kokainin tarihini bu zamana kadar kullanımını detaylarını görüyoruz,koka şekeri tadıyoruz dilimin uyuştuğunu hissediyorum.Burada eczane ve diş hekimi oldukça fazla neredeyse 3 dükkan ara ile ,bir de gözlük kullanımı oldukça fazla.And Müzesi ni de gezip kendimizi alışverişte buluyoruz.Otelin olduğu San Francisco Meydanında akşam canlı bir etkinlik vardı ona katıldık ama çok kalabalık sanki Eminönü gibiydi.Sabah dönüş için Lima'ya geçip orada 2 gece geçirecektik ve oranın gezmesini son güne bırakmıştık.
Lima 'da Nazca Çizgilerini görmek için uçuşumuz hava uygunsuzluğu nedeni ile olmadı zaten olsaydı da görme olasılığı pek yokmuş onun için uçakta gördüklerimizle yetineceğiz.Lima büyük okyanusta kıyısı olan büyük ve kalabalık bir şehir.Lima gece hayatının bitmediği yerlerden .Otelimiz çok merkezi konumdaydı.Huaca Huallamarca adlı Lima Uygarlığına ait yapıyı,Burada Lima Katedrali,Larco Müzesİ'ni gezdik.Burada Kolomp ve İnka öncesi uygarlıklarının bıraktıkları zengin bir koleksiyon var,Moçe eserleri arasında özellikle erotik temalı seramikler dikkat çekiyor.Öğle yemeği bu harika müzenin harika restaurantında yaptık ;gerek ambians ,gerek sunumlar,özel menüler burası çok güzeldi.Buradan Barranco bohem semtine giderek sanat atölyelerini,eğlence yerlerini gördük.
Kedileriyle meşhur Kennedy parkını gezdik.Parque Amore yi gezerken İspanya mimarisini gözlemliyoruz,buraya aşıklar ,yolu aşktan sevgiden geçenler geliyor ve tüm yol boyunca aşağıda yüzenler ,oynayanlar,yol üzerinde yürüyenler koşanlar,bisiklete binenler,yoga yapanlar harika bir şehir.Akşam yemeği için ilk geldiğimizde gördüğümüz ve beğendiğimiz restaurant Alfresco ya rezervasyon yaptırdık.Restaurant gerçekten servis ilgi alaka kısacası her yönden çok güzeldi.Gerçekten çok güzel bir seçim yapmışız,mutlaka gidilmeli.Sabah kahvaltımızın ardından Paris aktarmalı olarak memleketime güzel anılarla döndüm.