Pediatrik Probiyotik Prebiyotik Akademisi’nin değerli hocaları Prof.Dr Metehan Özen, Prof. Dr. Ateş Kara ve Prof.Dr Ener Çağrı Dinleyici tarafından 23-26 Şubat tarihlerinde 5.si gerçekleştirilen, katılımcılara en yeni bilgilerin ve çalışmaların, çok sayıda bilim insanı tarafından sunulduğu akademik buluşmadan büyük bir heyecanla döndüm. Ve vakit kaybetmeden bu heyecanımı ve yeni çalışmaları sizlerle paylaşmak istedim.



Oturumun ilk sunumu Prof. Dr Ener Çağrı Dinleyici’ye aitti. ‘‘Gebelik Ve Doğum Şekli -Mikrobiyom Önemli midir?’’ başlıklı konuşmasında Çağrı hocanın anlattıkları deyim yerindeyse tam bir ezber bozandı. Şöyle ki; bugüne kadar normal doğumla sezaryen doğumun bebeğin mikrobiyotası üzerindeki etkilerini konuşurken; normal spontan vajinal doğumla dünyaya gelen bebeklerin mikrobiyotasının, sezaryenle doğan bebeklere göre daha sağlıklı olduğunu söylüyorduk ancak 2013 yılında Meghab B. Azad ve ark.ı yaptıkları çalışmada iki doğum şeklinde de bebeklerin mikrobiyotalarının farklı olmadığını ama acil sezaryen ile elective(seçmeli,planlanmış) sezaryen karşılaştırıldığında, planlanmış sezaryenle doğan bebeklerde mikrobiyotalarının bozulduğunu ortaya koydu.



Değerli hocamın diğer önemli çalışmaları anlattığı sunumunun özeti ise şöyle ;



Cian J. Hill grubunun yaptığı oldukça geniş kapsamlı çalışmada normal yolla ve sezaryenle doğan term (zamanında doğan) ve preterm(erken doğan) bebekler alındı yaklaşık 24 ay süre ile mikrobiyotaları incelendi . Çalışma sonucunda; özellikle erken sezaryenla doğan bebeklerin mikrobiyotasının farklılığının çok belirgin olduğu gösterildi. Ve çalışma grubu, preterm bebekler mümkünse normal doğuma bırakılabilir mi gibi oldukça iddialı bir sonuçla ortaya çıktı.



Kjersti M Aagard grubunun, bugüne kadar yapılmamış tüm DNA parçalarını değerlendirdiği ve viral çalışmalarını da yaptığı çalışmada bebekleri ilk günden itibaren 16. Haftaya kadar değerlendirdiler, anne ve bebek arasındaki mikrobiyota benzerliğinin normal doğumla ve sezaryenla doğan bebekler arasında çok büyük farklılıklar göstermediğini, farklılığın 6. Haftadan itibaren başladığını bunun da doğum şeklinden değil, bebeğin doğumda ve 6 hafta sonra yapabildiklerinin sonucu olduğunu söylediler. Grubun çalışma sonundaki açıklaması ; normal doğumla sezaryen doğum arasında ERKEN intestinal mikrobiyota açısından bir fark yoktur şeklinde oldu.



Çalışma sonuçları, doğum şeklinin mikrobiyotayı etkilemediğini gösterse de sezaryenla doğum oranı arttıkça ; astım riskinde %20 , Çölyak hastalığı riskinde artış, gıda alerjisinde 7 kat, obesitede 15 yaşına kadar % 58 Crohn hastalığı riskinde artış olduğu biliniyor.



Sezaryen ile doğan bebeklerde Clostridium ın 6 yaşına geldiğinde hala yüksek, buna karşılık Bifidobacterium ve Bacterioides fragilis miktarının düşük olduğu, Clostridium miktarının yüksekliğinin ise astım ve allerjik hastalıklarla ilişkili olduğunu gösteren çalışmalar var.



DOĞUM ŞEKLİNİN DIŞINDA MİKROBİYOTAYI ETKİLEYEN DİĞER FAKTÖRLER :



GEBELİK



* Gebelikte annenin antibiyotik kullanması



* Gebelikte evde köpek varlığı (olumlu etki)



* Gebelikte annenin stresinin olması



* Annenin genetik yapısı



* Annenin yaşı ( Annenin doğum sırasında vajinasında taşıdığı mikrobiyota yaşıyla doğrudan ilgilidir ; prepubertal bir kızla erişkin kadının vajinal mikrobiyotası farklılık gösterir; erken yaşlarda Lactobasillus kolonizasyon ve miktarı sağlıklı değildir)



* Annenin hamile kaldığı kilo ( Gebelik esnasında ve loğusalıkta anneyi aşırı beslenmeden uzak tutmak önemli, çünkü annenin hamile kaldığı dönemde vücut kitle indeksinin (BMİ )bebeğin mikrobiyotasında çok önemli olduğu gösterildi )



* Coğrafi faktörler (Kültürel değişimlere bağlı olarak mikrobiyotada zamanla değişimler olabiliyor.)



* Annenin vajinasında Lactobacillerin mevcudiyeti ( Lactobacillus crispatus domine bakteri mevcut ise mikrobiyota sağlıklı buna karşılık Lactobacillus iners yüksekse mikrobiyota profili daha bozuk)



* Gebelikte probiyotik kullanımı ( probiyotik kullanımının etkili olduğuna dair çalışmalar mevcut)



Şu ana kadar yazdıklarım sunum notlarımın bir bölümü idi, devamında fazlaca ilginizi çekecek konular var. Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle.



Sağlıkla kalın…



Ecz.Hayriye Başkan


Önceki PHARMETİC SAĞLIK Yazıları