Tarçın sever misiniz, bilemem, ama güzel koku ve aroması ile Tarçın sadece bir baharat olarak sofralarımızın değil, sağlığımıza yararlı etkileri ile tüm ailemizin de baş tacı. Bir yandan tatlılarımızı, pastalarımızı lezzetlendirirken kan şekerinin aşırı yükselmesini de kontrol altında tutuyor. Hatta bazı sözde uzmanlar televizyonda tatlıların üzerine çok miktarda tarçın dökülürse metabolik sendromu önleyeceği, şekerin yağa dönüşümünü önleyerek şişmanlama riskini ortadan kaldıracağı şeklinde gerçek dışı beyanda bulunduğunu da biliyoruz.



Bilimsel araştırmalar tarçın kabuğunun antienflamatuvar, antioksidan, antimikrobiyal etkilerinin yanı sıra şeker hastalığı, ateroskleroz, Alzheimer gibi hastalıklarda rol oynayan ileri glikasyon son ürünlerinin (AGE) oluşumunu önlediği bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuştur. Dolayısıyla, metabolik sendromun tanımlanan semptomları üzerinde belirgin şekilde etkinliği bulunuyor; hipertansiyon, dislipidemi, obesite, yüksek kan şekeri. Özetle, tarçın abartılmadığı sürece sağlığımız için yararlı; Ama hangi tarçın?




Eczacılık Eğitimimiz sırasında iki farklı tarçın türünü öğreniyoruz; Seylan tarçını ve Çin tarçını. Bu iki tür arasında farmakopede kayıtlı olan ve mutfaklarımızda da kullandığımız “Seylan tarçını”, bilimsel adı ile Cinnamomum verum (eski adı Cinnamomum ceylanici) ağacı kabuklarından elde ediliyor. Ağacın dal kabuklarının dışındaki mantar ve altındaki parenkima tabakası soyulup atıldıktan sonra kurutulduğu için iç içe geçmiş ince dokusu ile çubuklar halinde satılıyor. Yüzde 12 civarında uçucu yağının içinde taşıdığı az miktarda “öjenol” ile o güzel koku ve aromayı veriyor. Tarçın denildiğinde aklımıza gelen bu; “Gerçek Tarçın”. Fiyatı en yüksek tarçın tipidir.



Bir de “Çin tarçını “var ki, bunu baharat olarak kullanmayız. Çünkü içerisindeki uçucu yağ öjenol taşımıyor. Farmakopede sadece uçcu yağı kayıtlı. Bilimsel adı ile Cinnamomum cassia ağacı kabuklarından elde ediliyor. Görüntüsü Seylan tarçınından farklı; kabukların üzerinde koyu kahve mantar tabakası var. Seylan Tarçınına göre daha yüksek miktarda sinnamil aldehit taşıdığından kan şekerini düşürücü etkisi Seylan Tarçını’ndan daha yüksek. Fiyatı daha düşüktür.



Ancak son zamanlarda piyasayı farklı görünüşte bir tarçın sarmış durumda. Kalitesi düşük olduğu için fiyatı daha ucuz bir tarçın. Dışındaki mantar tabakası soyulmuş, bu bakımdan Çin Tarçınından farklı; Seylan Tarçını gibi kokuyor ama görünüşü ince dokulu değil, bayağı kalın bir kabuk. Bu tarçın “Saygon Tarçını” ya da “Vietnam tarçını” olarak biliniyor. Botanik olarak farklı bir tarçın ağacından elde edilen kabuklar: bilimsel adı Cinnamomum loureirii ağacının kabukları. Peki bu tarçın güvenli mi?



Yeni bir araştırma raporunun sonuçları tarçın kullanırken dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Seylan tarçınının bir gramında 0,1 miligram kumarin varken, Çin tarçınında 3,8 miligram; Vietnam tarçınında ise 6,8 miligram civarında kumarin tespit edilmiş. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından yapılan değerlendirmede 70 kiloluk bir birey için günlük en fazla alınabilecek kumarin miktarı 7 miligram olarak belirlenmiş. Yani bir günde sadece 1 gram Vietnam tarçını kabuğu tükettiğinizde tehlike başlıyor. Bu bakımdan Vietnam tarçınından dolu bir çay kaşığı kullanılması riskli olabilir. Kumarinin yüksek miktarda bulunması, kan sulandırıcı etkisi nedeniyle kanama riskini artırabileceği, özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananlarda ciddi risk artışı sağlayabileceği bildiriliyor. Fazla miktarda kumarinin karaciğer hasarına yol açabileceği yapılan bir diğer uyarı.



Alışveriş yaparken doğru tarçını seçebilmek için resimleri dikkatle incelemenizi öneririm. Benim tercihan bütün kabuk alıp evde değirmenle toz ederim. Bu suretle tadı ve aroması daha kuvvetli oluyor. Tabi ayırt etmesi de kolaylaşıyor.



Önceki FİTOTERAPİ Yazıları