Bir öyküm var diye başladım. Giriş böyle olunca, Kırmızı başlıklı kız ya da Beyaz atlı prensin
öyküsünü anlatacağımı düşünmediğinizi tahmin ediyorum. Artık eskiden olduğu gibi
parmakla gösterilen, burnunun üstüne oturttuğu gözlüklerinin üzerinden bakan yaşlı ve
hastasına mesafeli ekabir amcaların ya da teyzelerin mesleği olan Eczacılık yok.
Şimdilerde: nerdeyse her köşede karşımıza çıkan, ışıl ışıl, pırıl pırıl, genç ve enerji fışkıran,
hastası ile arasına mesafe koymayı bırakın! Önüne kırmızı halılar serip elinde çiçeklerle
karşılayan bir eczacı profili var.
Ne haddimizeydi, o gözlüklü bilge bakışlı amcalarla, teyzelerle muhabbet kurmak, oturup
karşılıklı çay kahve içmek! Onlar avamın üstünde bir sınıfın temsilcileriydi, elit ve imtiyaz
sahibi olduğuna inanan eczacı zanaatkarlarıydı.
Şimdiki Eczacı meslektaşlarımız öyle mi ki! Zaten böyle şeyleri düşünmeye bile vakti olmayan,
canını dişine takmış, mesleğini en iyi şekilde uygulayıp uygulamadaki yeni teknikleri
öğrenmek için büyük bir açlıkla saldıran, hizmet erbabı, dünya tatlısı kızlarımız ve
kardeşlerimiz oluvermişler.
Yaşları kaç olursa olsun, bir kenara çekilip gelecek müşteriyi beklemiyor, tozlu rafların
arasında kaybolmuyor, kolunda elbisesinin dirsekleri yıpranmasın diye kolluklar taşımıyor.
Önlüğünün altında, Her gün yepyeni ve tertemiz kıyafetlerle mankenlere taş çıkartan, buna
rağmen mesleğini en iyi şekilde icra edebilmenin telaşıyla saçını süpürge etmiş. Bir gözü
eczanesinin genel görünüşünde, bir gözü çalışanlarının disiplininde, bir gözü müşterisinin
üzerinde…
Ufacık bir hareketinden, mimiğinden müşterinin beklentisini anlamaya çalışan, artık
müşteri kelimesini kullanmaktan rahatsız olan, onlardan dostlarım diye bahseden
eczacılarımız var. Aynı eczacımız Dünya ve Avrupa’daki bilimsel gelişmeleri en yakından takip
edip bunun için ciddi zaman ve maddi kaynak ayırarak, kendini, çalışanlarını, eczanesini
güncelleyip danışman eczacı kimliğini şiar etmiş, Satış kaygısından çok önce uyandırdığı
güvenilir insan imajıyla muhitinde abla, ağabey, kardeş vb. konumuna konulup, ailenin en
mahrem sırlarının paylaşılır olduğu birer sosyalleşme alanına ev sahipliği yapmaya
başlamıştır. İşte bu sırada bilgi ve paylaşımı kendi kaynaklarından yapmak isteyen bir grup
eczacı, bir araya geldi. Kaygıları da şuydu: Biz mesleğimizi birbirinden bağımsız ve öz
kaynakları ile sürdürmek zorunda olan bir mesleğin mensuplarıyız…
Günümüzde teknoloji ve bilgi akıl almaz bir hızla gelişip dünyaya yayılıyor. Bu durumda
kaybedilecek bir saniyemiz bile yoktu. Zaten eczanelerimiz her türlü teknolojik donanıma
sahipti, o zaman bilginin, yeniliğin bizi bulmasını beklememeliydik. Biz onu arayıp bularak,
eczanelerimizi lider konuma getirip diğer meslektaşlarımıza da örnek olacak projeler
üretmeliydik. Bunu yapabilmek için bir çatı altında toplanma ihtiyacı duyduk,
Türk Eczacıları Birliğinin düzenlediği TEB Akademi ve firma eğitimlerini temel alıp üzerine
güçlü bir bina inşa etmenin zamanı gelmişt
Ve tüm etik ve yasal kaygılarımızı masaya yatırarak Türkiye eczacılığına yeni bir soluk yeni bir
anlayışla hizmet edecek PHARMETİC GİRİŞİMCİ ECZACILAR DERNEĞİ’Nİ kurmaya karar verdik.
Yorulduk oturup biraz dinlenelim demedik, soluk soluğa iki kongreyi geride bırakarak, artık
bulunduğumuz muhitlerde prestij sembolü marka eczaneler haline gelmemizi sağlayan
sayısız projeye imza attık. Kontrollü olmasına rağmen meslektaşlarımızın teveccühleriyle hızla
artan sayımız, farklı yetilere sahip üyelerimizle yola çıktığımız zaman aklımızın ucundan
geçmeyen projeleri başarıyla hayata geçirdik.
Şimdi siz bunlar kim diye sorarsanız? Aslında çok uzakta değiller… Sağınızda solunuzda, alt
katınızda, az ileride, biraz aşağıda… bir ağabey bir kardeş bir bacı bir abla
vs. olarak size hizmet üretmenin heyecanıyla kuşlar gibi çarpan pırıl pırıl kalpleriyle, her an en
yakınınızda, en yakın, en maliyetsiz sağlık danışmanlarınız olarak, bitmez tükenmez
enerjileriyle koşuşturmaktadırlar. Bize güvenin, biz sizin için buradayız diye feryat eden,
beyaz melekleri siz de onların sizi kucakladığı gibi bağrınıza basınız.
Sağlıklı günler dilek ve saygılarımla.
İşl. Uzm. Ecz İbrahim YAVUZ
[email protected]