DİJİTALLEŞEN DÜNYADA ECZACILIK

Değerli meslektaşlarım, günün gerisinde kalmak, özellikle teknolojiyi iyi takip etmeden,
mesleki uyarlama olanaklarından mahrum olarak yol almaya çalışmak, birçok iş kolunda
olduğu gibi yok olmayı getirir.

Nitekim yakın zamanda içtimai hayatımızın olmazsa olmazlarından, fotoğraf ve video filmleri
tarih olmaktan kurtulamadı. Makinelerimize fotoğraf filmi ya da video kasetleri takmadan
çekim yapamıyorduk. Şimdiyse neredeyse sınırsız sayıda ve sınır tanımayan olanaklarla film
ruloları olmadan fotoğraf veya video çekebiliyor ve istediğimiz gibi üzerinde oynayabiliyoruz.

Bütün bunların ve çok daha fazlasının, kabaca uzay filmlerinde izlediğimiz telefonların
hayatımıza (cebimize) girmesiyle yapılabildiğini hepimiz biliyoruz.

Giyilebilir dijital teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte şu anda bütün değişimlere açık
ufukların bile hayretle izlediği gelişmeler süre gelmekte, sağlığımızla ilgili birçok tahlil ve
tetkik, hastanelere gitmeden üzerimizde taşıdığımız bu cihazlar tarafından yapılabilmekte ve
sonuçları değerlendirilebilmektedir.

Değerli şairimiz Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi;
Ne hasta bekler sabahı
Ne de taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar

Biz kimseyi beklemiyoruz ama geleceğin teknolojisini eczanelerimize sokmak için gerekçeler
bekliyoruz. Oysa, bir gün yok oluşun buz gibi soğuk bakışlarıyla karışamadan önce mesleki
değişimlere ayak uydurup, geleceği günümüze taşımazsak beklemediğimiz sonlarla
karşılaşma olasılığımız artan hızıyla yüzümüze çarpacaktır.

Çocukluk oyun arkadaşım, mentor Mehmet Kadri KANPAK’tan gelen mısralarda dikkate
değer ifadeler yer alıyordu;

İnsan her gününün, ömrünün ‘’ en kısa bir dilimi ‘’ olduğu bilincini güçlendirerek
Kalan günleri, haftaları, ayları, yılları ve tüm ömrü, daha sağlıklı, verimli ve keyifli
Olacağını düşünerek yaşamalıdır.

En verimli, kelimesi bana günü kurtarmaktan ziyade içini doldurmayı hatırlattı…
Dolu dolu yaşamak, arkanızda sizden söz edilecek bir şeyler bırakmak… Üretken olan her
insanın uhdesinde bunlar vardır. Bunu başarmak için de çok güçlü bir hayal dünyasıyla
birlikte gelecekle ilgili beklentiler olması gerekmektedir. Beklentiler, sizi yeni arayışlara itecek
belki de hayatınızda zaten var olan bir teknolojiyi, hiç akla gelmeyen bir yerde kullanarak,
yepyeni bir çığır açmanıza neden olabilecektir.

Teknolojiye katkı sunmadan, teknolojiyi çalışma alanına sokmadan, sadece seyirci olarak
kalmanın nasıl bir fayda ve katkı getireceği sorgulanmalıdır. Momentum hesaplarının dönme
ile aktarılan harekete, elektrik gücünün eklenmesiyle, teknolojinin geldiği nokta ve
gidebileceği yer hakkında fikir ve ilham vericidir. Kuantum teknolojisiyle yapılabilecekler
konusunda yapılanlar bu atom altı parçacıkların bluetooth teknolojisi ile hayallerimizi
zorlayan alanlarda hayatımıza girmesinin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Elektrik ve dijital teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte yaşam kültürümüz de değişime
uğrayacaktır.

Bu teknolojisinin devreye girmesiyle otomobillerde ortadan kalkan bakım maliyetleri, gürültü
ve çevre kirliliği, azalan insan iş gücü talepleri olumlu yanlarının içinde insanı korkutan
gizemlerde taşıyorlar. İnsan faktörüne duyulan ihtiyacın azalmasıyla insan nüfusunun
azaltılarak dünyamızda yaşayanlara daha konforlu bir hayat sağlanacağı, bu işi
gerçekleştirmek üzere bazı mihrakların denemeler yaptığı söylentileri de ayyuka çıkmış
durumdadır. Senaryo da hazırdır. Toplam dünya geliri küçük ve sınırlı bir kitlenin elinde
olmakla birlikte dünya nüfusunu oluşturan asıl büyük kütle bu pastadan kısmi pay alarak
çarkın dönmesi sağlanacak. Yönetici kitlenin dışında kalanlar üretilenleri satın alacak,
bunların yaşamlarına kattığı konfor ve kolaylıklarla tatmin olarak onların boyundurukları
altında yaşamayı lütuf gibi görecekler.

Bu ve benzeri bir duruma düşmemek için mesleğimizin geleceği ile ilgili kaygılarımızı
giderecek ya da katkısı olabilecek her türlü çalışmanın bir şekilde içinde olmamız gereklidir.
PGED olarak derneğimiz yönetici ve eczacılarıyla bu bilinci çok önceden bünyelerinde
taşımakta ve Geleceğin E Hali Kongreleriyle önümüze ışık tutmaktadırlar. Aksi halde
mesleğimiz ehil olmayan insanlar veya grupların gelecekle ilgili tahmin ve uygulamalarının
oyuncağı olacaktır. Bizden önce fark ettikleri teknolojik nimetleri kendi menfaatleri
doğrultusunda kullanacak bu yönde teknoloji geliştirecekler. Bizler de seyirci kalmakla
yetineceğiz.

Özellikle günümüzde dijital eczacılıkla ilgili yasal düzenlemelerin olmaması veya eksik
olması nedeniyle insan sağlığını yakından ilgilendiren mesleğimizi, sağlıkla ilgili kaygılar
taşımadan salt ticari kaygılarla hareket eden bazı mihrakların denemeleri ve sahadaki uygulamalarına
tanık olmaktayız. Bu durumun mesleğimizi daha derinden etkilememesi, insan sağlığıyla ilgili
niteliklerini kaybetmeden nihai tüketiciye aracısız ilaç ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması
gerekli yasal alt yapının düzenlenmesi için kafa yorulmalıdır

Sadece drone dağıtımın bile ilacın saklanması, nakli ve tüketiciye en optimum sağlık
şartlarında teslim edilmesi konusunda ciddi soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir.
Örneğin ; soğuk zincire tabii bir ilacın teslimi için buz aküsü mü kullanacaklar ya da buna
uygun dronelar mı geliştirecekler ve bunların maliyetlere etkisi ne olacak, ya da; internet
üzerinden yapılan sağlık pazarlamaları, her türlü önleme rağmen eczacıların kontrolü
dışında kalarak bir takım yasaklarla mı sürdürülecek? Yasakların, para kazanma hırsı olan
taraflarca her seferinde bir başka yol bulunarak delineceği ve bundan en büyük zararı insan
sağlığının göreceği kesindir.

Hal böyle iken geçici çözümlerle değil eczacılarla birlikte konunun ele alınıp kalıcı çözümler
üretilmesi acil ve gereklidir.

Dijital eczacılık, olası tüm yönleriyle tartışmaya açılmalı ve geleceği yaşamadan geleceğin
çözümlerini üretmek için bir araya gelmeliyiz. Artık dünya eski dünya değil.
Dijitalleşme, yükselen teknolojik değer ve değişimler bizleri güncellenmeye zorlayan
faktörlerdir.

Canlı sağlığını ön planda tutan, bunun için elini taşın altına sokan eczacıların elini tutmak ve
onları ayağa kaldırmak zamanı gelmiştir. Zaman geçmeden bu sağlık savaşçılarının dijital
platformlarda nasıl yer alacağının belirlenmesi, kural ve kapsamları yasal düzenlemelerle
oluşturulmalıdır.

Aksini hiç düşünmek istemiyorum bile... Takviye vb. adlar altında ehil olmayanlar ve umut
tacirlerinin eline sağlığımızı teslim etmek, doğruluğundan emin olmadığımız bilgi ve içerikleri
onların hüküm sürdüğü mecralardan almak…

Bunların yerine doğru bilgi, doğru içerik ve uzman danışmanlığında sağlığımıza çözüm
aramak ancak ve ancak geleceğin eczacılığında yer almamızla değiştirilebilecek olgulardır.
Geleceğe bir tık daha yakın olduğumuz Sağlıklı Eczacılık ve 1. Basamak Sağlık Merkezi
olma yolunda olası kazanımlar için hep birlikte, Dijital Eczacılığa…

İşl. Uzm. Ecz. İbrahim YAVUZ
[email protected]

Önceki Uzm.Ecz.İbrahim YAVUZ Yazıları