Eskilerin tabiriyle
- Zarf, Mazrufun aynasıdır. İçinde ne olduğunu bilemezsiniz, ama zarfın güzelliği, içindeki
hakkında fikir verir. İhtimalen dışı kadar güzel bir şeyi saklamaktadır. Bazı çok güzel zarfları
açtıktan sonra hayal kırıklığına uğrarız. Bazı zarflar ise, size göründüğünden daha güzel ve
anlamlı bir içerik sunabilir. Nasreddin hoca da bu konuya değinen fıkrasında; ye kürküm ye
demiş.
Tabii ki amacımız cildimizdeki kusurları gidermektir. Bu noktada cildimizi makyajlayıp,
birilerine güzel görünmek arzusundan öteyiz.
İşe önce cildimizi tanımakla başlayalım, Altında kalan, baktığımız zaman gözle
göremediğimiz organlarımızı, kaslarımızı örten bir sistemdir. Vücudun büyüklüğüne bağlı
artmakla birlikte; 2 m2 den daha azdır. Vücut ağırlığının %15 i kadardır. Bu manada
vücudumuzun en büyük organıdır. Deri; aslında bir fabrika gibi çalışır.
En üstte; Epidermis, ortada; Dermis; onunda altında Endodermis ya da hipodermis adlı 3
tabakadan oluşur. Bu tabakaların başka pek çok adları da vardır. Kalınlıkları bulundukları
bölgeye göre farklılıklar gösterir.
EPİDERMİS
İlk Tabaka, Epidermis ağırlıklı olarak keratinize bir dokudan oluşur. Ölüm ya da yenilenme
sürecine giren keratinize hücreler, bu tabakada üste çıkarak dökülürler, bu süreç 28 günü
bulur. Bu tabakada damarlar bulunmaz 0,5 ila10 mikron kalınlığındadır. İşte bizim
kullandığımız kremlerin çoğu, özellikle nemlendiriciler, bu tabakada etki gösterirler. Cildi
yumuşatır, nemlendirir, dolgunluğunu artırarak, kırışıklık görüntüsünü azaltırlar.
Epidermis tabakası; Dokunma, terleme, ısı kontrolü, Sıcak ve soğuğu algılama, Basınç ve
ağrı algılama gibi hissetme görevlerini yerine getirirke, Allerji, Egzama ve Ümmin yanıtlarının
çıktığı yerdir.
Keratinize tabaka ölü olmakla birlikte, Kimyasal olarak fonksiyoneldir, Derimizi dış
etkenlerden korur ve su kaybını kontrol ederler.
Epidermisin su kaybı ince çizgilerin ortaya çıkmasına neden olur. Kendi içinde ayrıca 4
tabakadan oluşur.
DERMİS
Daha çok lifli yapıya sahip, 2 ila 4 mm kalınlığında, sinir, lenf, damar, yağ, ter bezleri, kıl ve
tırnak köklerini bulundurmaktadır.
Yaşlanma ve kırışıklıkların sorumlusu olarak, yine bu katmanda bulunan kollajen ve elastin
lifleridir. Kollajenler tıpkı binanın beton kolonları gibi, katların biribirleri üzerine yığılmasını
önler. Elastinler ise, tam aksini yaparak iki katmanı biri birine doğru çekerler. Dolayısıyla bir
denge söz konusudur. Bu kuvvetlerden herhangi birinin, lehine ya da aleyhine Denge
bozulursa; kollajenlerin fazla olduğu nokta yüksek, Elastinlerin fazla olduğu nokta çökük
kalır.
Yani kollajenler derinin gerginliğini, elastinler elastikiyetini sağlar. Katmanın en önemli
yapıları; proteoglikanlar, su ve Hyaluronik asittir. Bunların eksikliğine bağlı olarak dış
görünüşümüzde yaşlanma belirtileri gözlemlenir. Kılcal damar, sinir, su, fibroblast ve kollajen
lifleri, Dermisin alt tabakalarına doğru azalarak devam eder.
İşte bir çok dermokozmetik markasının ürünleri, bu tabakada etki gösterirler, burada
değişiklikler veya takviyeler yaparak, iyileşme sağlamaya çalışırlar. Derinin tamamı hidro
lipidik bir yapıdadır. Dolayısıyla, selektif semi permeabl bir özellik sergiler. Daha aşağılarda
etki elde etmek isteyen ürünler için, cildin hidrolipidik tabakasının aldatılması gerekir. Bunun
için Mikrokapsulasyon, ya da nano kapsüller gibi teknolojilerden yararlanılır. Dışı su içi yağ
katmanlarıyla tasarlanan bu yapılar; hidrofilik tabakadan su katmanı sayesinde, Lipofilik
tabakadan yağ katmanı sayesinde geçerek, cildin daha derinlerine nüfuz etme imkanı
bulurlar.
Dermokozmetik ürünler ve Cildiyede kullanılan bir çok ilaç dermis tabakasında etki ederek
sonuç verirler.
HİPODERMİS
Derinin en alt tabakasıdır. Normal şartlarda hazırlanan dermokozmetikler, bu tabakaya
inemezler.
Endodermis (Hipodermis) tabakasına inebilmek için zorlayıcı metotlara ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu amaçla günümüzde;
Mezoterapi,
Dermoabrasyon,
Radyofrekans metodu,
Botox enjekiyonu,
Kök hücre transplantasyonu,
Dolgu uygulama,
Plated Rich Plasma,
Cerrahi iplerle askıya almak gibi yöntemlerle: cildin hidrolipit tabakasını aşamayan ürünleri,
cilt altına ya da en alt tabakasına bir enjektör veya cerrahi yöntemler yardımıyla indirilmesi
gibi metotları içerir.
Bu tabakada etkili olan işlemler için, bir profesyonelin desteğine ihtiyacınız vardır. Kendinizi
güzel hissetmek biraz da güzel yaşamakla ilgilidir. Welnes, yaşam kalitenizi artırmak, daha
iyi yaşamak, yaşlanma sürecini geciktirebilecek olgulardandır. Doganın size sunduğu
nimetlerle doğal ortamda yaşamak, Doğal beslenip, Doğal destekler kullanmak ta, bir diğer
yoldur.
GÜNLÜK CİTBAKIMI
İşleme mutlaka TEMİZLİK le başlamak gereklidir. Bu şekilde, cildimizin gözenek ve
porlarında birikmiş sebum vs. gibi tüm artıkları cildimizden uzaklaştırabiliriz. Yıkama
solüsyonlarına bir miktar peelling yapıcı maddeler ekleyen markalar da vardır, bu tür
ürünlerin kullanım aralığı diğerlerinden daha uzun olabilir. O yüzden üreticinin kullanım
tavsiyelerine uymanızı öneririm. Normal Yıkamayı günde iki kez, sabah; cildimizin kendi
salgıladığı bakiyeleri uzaklaştırmak için, akşam; makyaj ve günlük yaşamın cildimizde
bıraktığı bakiyeleri uzaklaştırmak için mutlaka yapmalıyız.
Her yıkama ardından TONİK uygulamalıyız, Böylece yıkamayla uzaklaştıramadığımız
derinlerdeki bakiyeleri de (toniğin vazo dilatatör etkisiyle) uzaklaştırırız.
Akabinde GÜNLÜK BAKIM KREMİ ( bu farklı formlarda damla vs de olabilir ) bilinenin tam
aksine:yer çekimi yönüne, yani cildimizi yukarı doğru zorlayarak değil doğal akış yönüne ve
uzun bir masajla yedirerek uygulamalıyız. Her etki bir tepki doğuru, yukarı kaldırarak
yapacağınız her uygulamada, cildiniz size baş kaldırarak, eskisinden daha güçlü ve istekli
olarak, yer çekiminin de yardımıyla sarkacaktır. Oysa kullandığımız ürünü derimize yedirmek
gibi bir gayemiz vardı. Mekanik hareketlerle kremin emilimini de zora sokmuş ve yaptığımız
hareketten medet umar pozisyona düşmüş oluruz.
Genç ciltlerde günlük bakım kremiyle yetinirken, cilt sorunlarının başladığı ve ilerlediği
durumlarda; ilave olarak bir DÜZELTİCİ BAKIM yapabiliriz. Bu ürünler daha aktif ve daha
fonksiyonel olabilirler, bunlarla yaşlanma etkilerini yavaşlatmak, hatta belli bir süre için geriye
döndürmek te mümkündür.
İşlemimiz bittikten sonra yaz kış demeden mutlaka yapmamız gereken son bir uygulama
daha vardır. GÜNEŞ KORUYUCU. faktörüne bağlı olarak koruyuculuğu değişir. Aktif spor
yapmıyor ve aşırı terleme probleminiz yoksa, Ülkemizde Avrupa standartlarına göre en fazla
spf 50 yeterlidir. Bulutlu havalarda 3 saatte bir, güneşli günlerde 2 saatte bir, yedirmeye
çalışmadan, sadece koruyucu bir tabaka oluşturmaya çalışmak lazımdır.
Çocuklar için oyun haline getirilmiş renk değiştiren ya da kum yapışmayan; anti adheziv
formları da vardır. Yüzünüze yedirmeye çalışır ve sürme işlemini uzun tutarsanız: çabuk
kurumak ve üzerine makyaj yapabilmek için tasarlanmış güneş koruyucunuz, elinize beyaz
pütürler halinde gelecektir.
Yedirmeden ve hızlıca sürdükten sonra, üzerine istediğiniz gibi makyajınızı yapabilirsiniz.
Merak etmeyin 2 yada 3 saat sonra tekrarladığınızda, transparan olduğu için makyajınız
görünmeye devam edecek ve yeniden makyaj yapmanıza gerek kalmayacaktır.
Demek ki cilt bakımını kısa ve ayrıntılarından arındırarak başlıkları ile aktardığımızda:
YIKAMA
TONİKLEME
BAKIM KREMİ
DÜZELTİCİ YA DA ÖNLEYİCİ BAKIM
GÜNEŞ KREMİ
İSTERSENİZ: MAKYAJ
Unutmayın yaş almak önlenemez bir süreçtir. İçinde olduğunuz yaşın hakkını vererek ve
mutluca yaşayın, sağlık ve esenlik dolu nice güzel günlerde buluşmak dileğiyle…
İşl. Uzm. Ecz. İbrahim YAVUZ
[email protected]