Tabiatı izlerken, hiç çocuksu bir gözle baktınızmı ?
Bir ormanda gezinirken daha yeni yeni filizlenen bitkilere dikkat ettinizmi ? Ne kadar narin, nazenin. Dokunsuranız parmaklarınızın arasında ona zarar vermeden nasıl tutacağınızı bilemezsiniz. Renkleri o kadar canlı o kadar hayat doludur ki, bakışlarınıza bile, bir virüs gibi hayat bulaştırır.
Ağaçların göğe yükselen dalları arasından sızan güneş ışınları, sizi yenilenen dünyanın, körpecik bitkileri arasında masalsı bir aleme sürükler.
Az ilerde bir sincap, peşindeki yavrularının sevimli tavırlarına aldırmadan, telaşlı hareketlerle güvenli bir şekilde onları yuvalarına götürmeye çalışıyordu. Sincabın bütün sempatik görüntüsü, minicik yavrularının şipşirin halleri yanında, çok sönük kalıyordu…
Sahi, neden her şeyin yavrusu bu kadar tatlı oluyordu ? Bir köpeğin yavrusu, bir kedi yavrusu tarifsiz şirinlikleriyle sizleri dakikalarca kendileriyle meşgul edebilirken, hadi onlar evcil hayvanlar diyelim, ya vahşi tabiata ne demeli? Doğada yalnız başımıza karşılaştığımızda korkudan dilimizin tutulacağı hayvanların yavruları, onlardan daha mı az sevimlidir ? Bir aslanın yavrusunu, bir ayının yavrusunu hatta bir kurdun yavrusunu hiçmi şefkat ve sevgi dolu gözlerle seyretmediniz?
Bütün bunlarla kıyasladığınızda, insan yavrusu dünyadaki bütün yaratılmışlara karşılık, ondan daha tatlı, ondan daha bağrınıza basılası, sevmelere doyulmayan, eşsi benzeri olmayan bir varlıktır.
Eczanelerimize her gün çok sayıda misafir gelir. (müşteri demek bana itici geldiğinden bunu tercih ediyorum) Bazen yanlarında çocuklarıyla gelirler, ya bir hastalığı vardır, doktor çıkışı eczanenize uğramıştır, ya da annesi onu bırakacak bir yer bir kişi bulamadığından mecburen beraberinde getirmiştir. İşte bu dünya tatlısı çocuklarımız eczanelerimize girdiği andan itibaren, bir anda her şey değişir. Eczanelerimiz, çalışanlarımız hatta biz… Bütün ciddiyetimizi bir kenara bırakır, agu bugularla bebeğin etrafını kuşatırız. Türlü maskaralıklarla ondan minicik bir gülücük koparmaya çalışırız.
Şimdilerde belki hastalandığı için eczanemize gelen bu bebeklerimiz, Sorumluluk alacakları yaşlara gelinceye kadar, kimbilir daha kaç kez eczanelerimizden içeri girecektir. Bütün bu ziyaretlerin sonucunda eczanelerimizde teneffüs ettiği şefkat ve merhamet kokusu onların dağarcıklarında, onlarla birlikte büyüyecek, bilinç altlarında tıpkı ormanın bir köşesinde filizlenen çiçekler gibi yeşererek gelişecektir. Zaten biraz dikkatle izlerseniz, sizden bedelini ödeyerek sağlık hizmeti satın aldıkları halde, bu insanlarda, size karşı itinayla korunan saygının kaynağının ne kadar eskilere dayandığını anlayabilirsiniz. Hele hele çocukluk yılarlıdan beri müdaviminiz olan biriyse, size duyduğu hislerin saygıyla sınırlı olmadığını, nerdeyse anneye, babaya duyulan sevgiye yakın bir muhabbetle eczanenize gidip geldiğini görebilirsiniz.
Eczanelerinizin; yüreklerinizin genişliğince , içinizde yaşattığınız sevgiyle dolup taşan, keyifle sağlıkla türlü güzelliklerle, size inanalara, sağlık mutluluk ve huzur dağıtılan mekanlar olmasını sağlamanız, işte böylece sizlerin elindedir. Zaten ticari amaçla kurulmuş hiçbir meslek grubunda rastlanmayan, bila bedel toplumun ruh ve beden sağlığına katkı sunan, çok özel bir mesleği icraeden zenaatçılar grubusunuz. Bu yönünüz her türlü takdirin üzerindedir.
Halkımız da, bu bilinç ve güvenle sizleri bağrına basmakta, toplumun en çok güven duyulan mesleklerinin en başına oturtmaktadır. Eminim ki hepiniz sahip olduğunuz bu değerli sermayenin bilincinde ve onu kaybetmek bir yana daha yükseklere çıkararak, elde edceğiniz manevi tatminle yetinecek kadar da mütevazisinizdir.
Sevgili meslektaşlarım; sizlere hitap etme fırsatı verilen bu satırlarda genel olarak Eczanelerimizin içinde süre gelen hayatı konu edineceğim.Eczanelerimizdeki yaşanmışlıkları, bunların zamanla nasıl bir tecrübeye dönüştüğünü anlatmaya çalışacağım. Sizlerden bana gelebilecek öykülerinizi de yine burada yorumlamaya çalışacağım.
Bir bebek büyütürcesine içinde sevgi büyüttüğümüz eczanelerimizden taşan, yaşadığınız ve yaşattığınız dünyanızla paylaştığınız güzelliklerce dolu, şefkat abidesi kalplerinizi, yine yüreğim dolusu sevgiyle
Ecz. İbrahim YAVUZ
[email protected]