Bayramda tatilinin uzunluğunu fırsat bilip Çin’e yaptığım yolcuğu yaşadığım ilginç olayları ve gezdiğim 2 güzel eczaneyi size anlatmak istiyorum.
Uzun süren uçak yolculuğunun ilk durağı Pekin (Beijing) oldu. Pekinin en meşhur meydanı TIANEMNEN meydanında bizi bir sürpriz bekliyordu.







Senede sadece bir kere çiçeklerle süslenen dev bir vazo meydanın tam ortasında tüm ihtişamı ile duruyordu. Biz de Çinlilerle birlikte resim çektirmeyi ihmal etmedik. 1989 yılında bu meydanda öğrenciler işçiler aydınlar önderliğinde gösteri ve grevler yapıp hükümeti protesto etmişler ancak hükümet tarafından şiddetle bastırılan bu olaylar kanlı bitmiş. Dünyanın bu en büyük meydanındaki yaşananlar yüzünden ÇİN uluslararası kamuoyu tarafından kınanmış. Şimdi ise çiçeklerle süslü...


Nerden nereye deyip! Buradan YASAK ŞEHİR’e geçtik. Çin İmparatorlarının yaşadığı saraylara zamanında halkın girmesi yasak olduğu için bu ismi alan yüksek duvarlarla çevrili ayrı bir dünyada bulduk kendimizi.






Ming Hanedanından –Çing Hanedanı sonuna kadar kullanılan bu imparatorluk sarayları 500 yıl tören ve politika merkezi olmuş dünyada ki en geniş saray kompleksidir. Saray 72 hektar üzerine kurulmuş olduğundan biz 1 günde hepsini gezme imkanı bulamadık.



Yasak şehir Çince de —ZİJİN CHENG

- kutup yıldızına gönderme yapmaktadır imparatorun ikametgâhı bu yıldızın yeryüzündeki yansıması olarak kabul ediliyor



JİN-YASAK- imparatorun izni olmadan kimse giremez ve saraydan çıkamaz


CHENG-duvarla çevrilmiş demek. Neyse ki biz yasak şehirden izinsiz çıkabildik !!!


Son durak ise tabii ki ÇİN SEDDİ (GREAT WALL) oldu.







Dünyanın en büyük savunma duvarı olarak biliniyor. Kuzeyden gelen TÜRK saldırılarına karşı ülkeyi savunmak için yapılan bu duvarı adım adım yürüyüp fethettik.






Pekin gezisi bittiğinde aklıma bir soru takılmıştı bu şehirde hiç eczane görmemiştim.



3 saatlik bir uçak yolculuğu sonucu Şangay (SHANGAİ)


Büyük caddeleri devasa binaları ile karşılaşınca burası ÇİN mi diye sormaya başladık.








En büyük ve en kalabalık caddesinin başında No 1 tabelasının altında bir eczane görünce







Hemen kendimi içeri attım 3 katlı eczanede nereye bakacağımı şaşırdım bir katında ortopedi medikal malzemeler işitme cihazları hasta yatakları vardı








2. katta bitkisel ürünler ki bunların çokluğu ve çeşidi baş döndürücüydü. Yağlar çaylar hammaddeler.






En üst katta ise ikiye ayrılmıştı otc ve reçeteli ilaçlar sanırım her katta 10 kişi çalışıyor kasa muhasebe alım satım bölümleri de ayrı bir departmanda. 1-2 çalışanla konuşmaya çalıştım ancak hiçbiri İngilizce bilmiyor. Bu kadar turistik caddedeki böyle büyük eczane de kendimi yalnız hissettim. Her katta 2’den fazla kasa var ama eczacıların! sadece resmi var.




Biraz araştırınca ilacın devlet tarafından karşılandığı ve hastane de verildiğini örgendim ancak halk hastalanınca doktordan önce eczaneye gidip bitkisel ürünlerle tedavi olmak istiyor ve doğal tedavi yöntemlerine güveniyorlar tüm gün su yerine ılık yaseminli yeşil çay ya da oolong çayı içiyorlar

Bu görünümü modern ve yeni tarz eczaneydi daha sonra Patong isimli eski ÇİN mahallesindeki ahşap dokulu eczaneyi gezdim. Burada da reçeteli ilaç bölümü ufak ve ayrı bölümdeydi. Eczaneler genelde bizden farklı olarak kare şeklinde ve her bir kenarı çepeçevre cam bankoyla çevrili ayrıca eczanenin ortasında da kare bir banko var iki banko arasında hastalar geziyor soru soruyor tabii ÇİNCE bilene! Eczane dışında aktar, medikal, mağaza gibi ayrı dükkanlar yok hepsi eczanenin içinde ve her eczanenin üstünde kapı numarası haricinde özel bir numarası var.








Eczaneye girip bir şey almadan çıkmak olmaz deyip tek anlatabildiğim çin yağını alıp çıktım kendi eczanemi ne kadar özlediğimi düşündüm…

Önceki BİZDEN GELENLER Yazıları