Günümüzde her konuda olduğu gibi evlilik kavramında da değişim yaşanmakta ve maalesef bu değerli yaşantı neredeyse toplumsal beklenti ya da mecburiyet haline indirgenmek istenmektedir. Oysa evlilik sosyal bir kavram olduğu kadar hayatını eğrisiyle doğrusuyla paylaşmak için içten ve derinden gelen yoğun bir istektir. Adını ne koyarsak koyalım yaşamda bir an gelir ve sanki bir çalar saat varmış gibi evlilik, aile kurmak düşünceleri içimizde çalmaya başlar. Asgari düzeyde de olsa temel bazı ihtiyaçlar (beslenme, barınma, cinsellik, ekonomik kazanç vb) karşılanmış, belli bir tatmin düzeyi oluşmuştur. Kişi yaşamını gayet rahat görse de “yaşam bu değil, sanki bir şeyler eksik, hayatımı yaşıyorum ancak yeterince mutlu değilim, anne/baba olmak istiyorum gibi bir takım düşünceler” zihni meşgul etmeye başlamıştır. Bu çalar saat kapatılmak, fırlatıp atılmak istense de özellikle bizim kültürümüzde çevresel seslerde buna pek müsaade etmez (eee, ne zaman evleneceksin; evlenirsiniz ne zaman çocuk düşünüyorsunuz, bir tane bebeğiniz olur ne zaman kardeş düşünüyorsunuz soruları peşimizi bırakmaz sürer gider…). Bu sesler susturulamadığında da kişi kendi kulaklarını kapatmaya ya da ertelemelere çalışabilir. Ancak bu da çare olmayacaktır ve üzerinde düşünülmemiş her deneyim gibi sonuç kaçınılmazdır. Ya acele edilir ya da geç kalınır hayata…
İşte bu yüzdendir ki bu durumları sizlerle birlikte düşünelim istedim. Evliliğe adım atar veya sürdürürken nelere dikkat etmemiz gerekirle ilgili onlarca kitap yazılabilecek, saatlerce konuşulabilecekken bazı ana başlıklara gelin birlikte bakalım bu yazımızda. Zira herkesin evliliği ve beklentileri kendine has özelliklerle dolu olsa da genel geçer doğrular vardır ve bunlar gözden kaçırıldığında veya görülmek istenmediğinde ilerleyen yıllarda acısını birikerek çıkarmaktadır.
Keyifli okumalar dileğiyle…
Psikolojide aile kurma süreci belli aşamalarda değerlendirilmektedir. Kuruluş (yeni evlenmiş); çocuklu aile (yaklaşık ilk çocuğun 3 yaşına kadar olduğu dönem), Okul çağı öncesi aile (3-6 yaş); Okul çağı ailesi, Ergen çocuklu aile, Çocuğun evden ayrıldığı dönemde aile, Orta yaşta anababalar, Aile üyelerinin yaşlandığı (emeklilik ve sonrası) aile… Sanki büyük bir kısmı tamamen çocuk yapısına göre tanımlanmış gibi değil mi : )
Öyle de çünkü burada önemli olan diğer konu da “ROL” kavramı. Eş adayınız ya da eşiniz çok iyi bir partner olabilir fakat nasıl bir anne/baba olunduğu, kişinin kendisinin ve partnerinin hem ebeveyn olma hem eş olma sorumluluklarını nasıl taşıdığı ancak çocuk sahibi olunduktan sonra yaşanan bir deneyimdir. Ve çocukların yaş dönemlerine göre de aile içindeki sorunlar ve bunları çözme yöntemleri de farklılaşmaya başlar. Sorunlar yaşandıkça da ilişkiler ya giderek güçlenir ya da zayıflar ve sonunda kopar. Burada önemli olan, dikkat etmemiz gereken durum yeni bir döneme geçmeden önce bir önceki dönemdeki sorunları çözdüğümüzden emin olmaktır. Düğünlerin arttığı bir mevsimde biz de diyoruz ki…
EVLİLİK YOLUNDA İLK ADIMDA CEVAPLARINI VERMİŞ OLMAMIZ GEREKEN SORULAR
Neden evlenmek istiyorum? Aileden kaçmak, sorunlardan kaçmak, geç kalmaktan korkmak, çocuk sahibi olmak istemek midir isteğiniz yoksa gerçekten BİR insanla evlilik birlikteliği kurarak yaşamınızı devam ettirmek midir? Hemen hemen herkes elbette sonuncusu demekte, tıpkı hemen herkesin hayattan ne beklersin sorusuna “mutlu olmak” diye verdiği cevap gibi. Böylesi zamanlarda düşünürüm hep herkes aynı şeyleri istediğini söylerken neden bu kadar uzağa düşüyoruz bu isteklerden diye. Bir yerlerde bir yanlışlık var ki yine büyük çoğunluk “mutsuz” yaşıyoruz. O halde ya ne istediğimizde yanılıyoruz ya bu isteklere varma yollarımızı yanlış seçiyoruz ya da nasıl gideceğimizi bilmiyoruz?
Neden bu kişiyle evlenmek istiyorum? Ailenizin onayladığı biri diye mi, daha iyi hissedeceğiniz biriyle karşılaşmaya umudunuz olmadığı için mi, sosyal statü, ekonomik durumu mu iyi, evlenmeyi en çok istediğinizi düşündüğünüz zamanda karşınıza çıkan kişi mi yoksa içten gelen sevginiz mi? İçten gelen sevgiyi birbirine değer katabilmek, sevdiğinizin mutlu olması için çabalamak ve mutluluğundan mutlu olmak diye özetleyebiliriz diye düşünüyorum. Ancak bu çabaların değer yargılarınız, doğrularınızla çelişen sırf karşı taraf mutlu olsun diye istemeden zorla yaptığınız davranışlar olduğunu fark ediyorsanız DİKKAT ilişki rutine geçtiğinde bunların büyük çoğunluğu çözülmesi gereken problem ya da karşıyı suçlamaya sebep olmak için sizi bekliyor olacak. En başında çözümlenmesini öneririm!
Nasıl bir eş istiyorum? Koruyucu, geleneksel, modern, anneniz gibi babanız gibi, uzun-kısa, sarışın esmer aklınıza gelebilecek her detayı belirlemenizi öneririm. Bunları düşünmek gereksiz ya da hissiz diye düşünenler olabiliyor diye önemi için müsadenizle bir soru sormak isterim; Şayet “bulunduğunuz şehri seviyor ya da bir nedenden oradan ayrılmak istemiyorsanız 3 senede bir tayin olmasını gerektirecek mesleği olan bir kişiyle evlenir misiniz?”
Tensel uyumunuz olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konu bizim gibi kültürlerde hala tabu gibi yaklaşılan bir konu olmasına rağmen birçok evliliğin bitmesinin ya da aldatmanın temel sebeplerindendir. Tabu gibi görülmekte çünkü tensel uyum denilince kültürümüz bu kavramı cinsellikle eşdeğer tutmaktadır. Oysa ten uyumu kişilerin arasındaki kimyadır. El ele tuttuğunuzda, bazen sadece bakışınızda hissettiğiniz kalp çarpıntısıdır. Ve bu sadece bedensel değil duygusal anlam yüklü bir uyumdur. Düşünmek istenmese de utanılacak bir konu gibi düşünülse de aldatmanın bu konuları değerlendirmek ve bu alanda ki sorunları çözmek için destek aldatmanın çok daha utanç verici veya bu sebeplerden ayrılmanın çok daha acı verici olacağı konusunda ortak düşünebileceğimizi tahmin ediyorum.
Diğer bazı değerlendirme başlıklarımızda;
Evlenmeyi düşündüğünüz insanın kendi ailesiyle ilişkisi nasıl? Sizin ailenizle ilişkisi nasıl?
Hayattan beklentileriniz uyumlu mu? Birlikte gülebiliyor musunuz? Birlikte eğlenebiliyor musunuz? Tartıştıktan sonra daha güçlü bağlanıyor ve güven hissediyor musunuz yoksa giderek uzaklaşıyor, kalben soğuyor musunuz?
Asgari düzeyde de olsa bu ana alanlarda düşünmüş, olumlu cümleler kurabiliyor, yani temelini atabiliyorsanız HER NEREDEYSENİZ MUTLULUKLAR dilerim Şayet, geç kaldık bunları düşünmeye biz zaten evlendik diyorsanız… Yine de MUTLULUKLAR diler…İlişkiniz içinden çıkılamaz hale gelmeden önce birlikte profesyonel destek almanızı öneririm.
İyi tatiller, sevgiyle kalın…
Sorularınız için [email protected] adresinden bize ulaşabilirsiniz.