Son yıllarda yapılan sempozyumlarda, meslek-içi eğitim programlarında ve meslekle ilgili diğer etkinliklerde klinik eczacılıkla ilgili konuların sıkça ele alındığını görüyoruz ama halen bu kavramların bazı çevrelerce farkında olarak veya olmayarak yanlış yorumlandığını ve konunun gelişmesine engel teşkil ettiğini biliyoruz. Klinik eczacılık hastane eczacılığı mıdır? Klinik eczacılık ve farmasötik bakım tamamen farklı uygulamalar mıdır? Klinik farmasi, klinik farmakoloji midir? Nasıl klinik eczacı olunur? Klinik eczacı reçete mi yazar?
Klinik eczacılık aslında hasta odaklı tüm eczacılık uygulamalarını kapsar. American College of Clinical Pharmacy “eczacılık mesleğinin icar edildiği her alanda akılcı ilaç kullanımını amaçlayan bir bilimdir” şeklinde tanımlar.
Avrupa’nın klinik eczacılık konusundaki en yetkin kuruluşu olarak kabul edilen Avrupa Klinik Eczacılık Derneği ESCP’ye göre klinik eczacılık ‘eczacılık uygulamalarında ve eczacılık literatüründe sıkça kullanılan bir terim olup, tıbbi ürünlerin ve cihazların akılcı ve uygun kullanımını geliştirmek ve yaymak için gerekli olan aktiviteleri ve hizmetleri kapsayan bir sağlık uzmanlığı’ olarak tanımlanır. Klinik eczacılığın sadece hastanelerde uygulanan bir hizmet olmadığı, aynı zamanda serbest eczane, bakım evi, evde bakım hizmetleri, klinikler, endüstri ve ilacın yazıldığı ve kullanıldığı her yerde uygulanabilen bir eczacılık sistemi olduğu vurgulanmaktadır
Klinik eczacının tanımında da belirtildiği gibi bir eczacının klinik eczacılık yapabilmesi için buna uygun bir eğitimden geçmiş olması ve klinik uygulamalara katılmış olması gerekir. Klinik eczacının başlıca görevleri arasında hastanın hastalığı ve kullandığı ilaçlar hakkında hastaya ve yakınlarına bilgi vermek, terapötik ilaç izlemi yapmak, ilaçla ilişkili problemleri belirlenmek, çözmek ve önlenmek yer almaktadır. Klinik eczacılıktan farklı bir kavram olduğu sanılan farmasötik bakımın aslında 1976 yılından bu yana klinik eczacılık eğitimi ile kazanılan bilgi ve becerilerin farmasötik hizmet olarak hastaya sunumunu kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş bir kavram olduğunu görüyoruz. Bir başka deyişle klinik eczacı farmasötik bakım sayesinde hastaya doğrudan faydalı olabilmek ve yaşam kalitesini artırmak için sorumluluk üstlenmiş oldu. Eczanelerde verilen klinik eczacılık ve farmasötik bakım hizmetleriyle ilgili çalışmalar incelendiğinde karşımıza, öncelikle toplumda yaygın olarak görülen diyabet, hipertansiyon ve astım hastaları çıkmaktadır. Eczanesinde farmasötik bakım hizmeti vermek isteyen bir eczacının bu hastalara ilacın doğru kullanımını anlatmasının yanı sıra, kan şekeri ölçümü ve sonuçlarının yorumlanması, göz ve böbrek kontrolleri, ayak bakımı, insülin enjeksiyonu, kan basıncı ölçümü, inhaler cihazların uygun kullanımı, bu hastalıklarla ilişkili acil durumlarda yapması gerekenleri de anlatması gerekir. Yine bu hastalarda sorun oluşturabilecek reçetesiz ürün kullanımı, gıda takviyeleri ve minör sorunlarla ilgili farmasötik bakım gereksinimlerini saptamak, klinik eczacının görevleri arasında yer almaktadır. Eczacıların hasta eğitimi ve ilaç tedavi izleminde görev alarak hastalarda uyuncun artırılmasında, advers etki ve toksisitenin saptanmasında ve önlenmesinde olumlu katkılar sağladığını gösteren çalışmaların sayısı azımsanmayacak düzeydedir. Eczacıların sağladığı bu hizmetlerin sağlık bakım sisteminde maliyeti azalttığı ve terapötik sonuçları ve hasta memnuniyetini arttırdığı birçok çalışmada gösterilmiştir
Klinik farmasi (klinik eczacılık) ve klinik farmakoloji kavramlarının tarihsel sürecine bakıldığında klinik farmakolojinin klinik farmasiden daha eski bir geçmişe sahip olduğunu görürüz. Klinik farmasinin daha çok uygulamaya yönelik olması nedeniyle hasta tedavisinde, izlenmesinde ve eğitiminde önemli bir rolü olduğu bilinmektedir. Klinik farmakologlar da özellikle ilaçların klinik özelliklerine yönelik araştırma yaparak hasta sağlığına katkıda bulunurlar. Bu bağlamda akılcı ilaç kullanımını gerçekleştirmek için klinik farmasistlerin ve klinik farmakologların birlikte çalışmaları gerekmektedir.
Eczacılık mesleğinin uygulama alanı içerisinde önemi ve yeri her geçen gün artan klinik eczacılık, uzun yıllardır bir çok mesleki ve bilimsel platformda farklı konularıyla yer almıştır. Sağlık Bakanlığı’nın yaklaşık 5 yıl önce klinik eczacılık kadroları ilan etmiş olması da önemli bir gelişmedir. Ayrıca 2014 yılında kabul edilen Eczacılıkta Uzmanlık Yasası kapsamındaki iki uzmanlık alanından biri klinik eczacılık uzmanlığı olarak belirlenmiştir. . Son yıllarda eczacıların onkoloji ve nütrisyon alanlarında daha aktif yer almaları konusunda gelişmelerin olduğu bilinmektedir. Bu alanlarda eczacının geleneksel görevleri olan ilaç hazırlama, karıştırma, geçimsizlik kontrolü, stabilite, sterilite vb teknik işlerin yanı sıra bu hastaların eğitimi, tedavi uyuncunun artırılması, yan etki ve ilaç etkileşim kontrolü, danışmanlık hasta izlemi, destekleyici tedaviler gibi klinik görevlerinin olduğu da unutulmamalıdır. Özetlemek gerekirse, klinik eczacılık hizmetleri günümüzde birçok ülkede farklı uzmanlık alanlarında uygulanmakta ve toplum sağlığına, ülke ekonomisine katkısını gösteren birçok çalışma yapılmaktadır. Ülkemizde de 1991 yılından beri sürdürülen çabaların son yıllardaki gelişmelerle daha fazla ivme kazanacağına inanmaktayız.
Dr. Ecz. Betül Okuyan, Yrd. Doç. Dr. Mesut Sancar, Prof. Dr. Fikret Vehbi İzzettin
Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Klinik Eczacılık Bilim Dalı
.( http://www.iegm.gov.tr/ (Erişim tarihi: 28/02/2014)
Hepler CD, Strand LM: Opportunities and responsibilities in pharmaceutical care. Am J Hosp Pharm. 1990; 47(3): 533-543.