KRONİK PELVİK AĞRI

Kronik pelvik ağrı göbek seviyesinin altında ve kasıkların arasında kalan bölgede 6 ay veya daha uzun süre hissedilen ağrılar olarak tanımlanır. Altı aydan uzun süren dönemsel adet sancıları, vulva ağrıları ve cinsel ilişki sırasında görülen ağrılar da ilintili olmaları nedeniyle bu kapsam içerisinde ele alınırlar. Kronik pelvik ağrı kadınlarda oldukça sık karşılaşılan çok ciddi bir sağlık sorunudur. Genel olarak, her on kadından bir tanesi kronik pelvik ağrı sorunuyla boğuşmaktadır. Bu ağrılar kadınların yaşam kalitesinde önemli ölçüde düşmeye neden olur. Ağrı nedeniyle ortaya çıkabilecek cinsel sorunlar aile yaşamını ve birlikteliğini de etkileyebilir. Kısaca, kronik pelvik ağrı ağır sosyal ve maddi kayıplara yol açan oldukça ciddi bir sağlık sorunudur.

Kronik pelvik ağrı halk arasında çikolata kisti olarak bilinen endometriozis başta olmak üzere çok farklı nedenlerden kaynaklanır. Bazı hastalarda kronik pelvik ağrının endometriozis gibi tek bir nedeni olsa da çoğu kadında sorun tek bir nedenden kaynaklanmayabilir. Bu olgularda sıklıkla görülebilen fibromyalji özellikle pelvis bölgesinde olmak üzere tüm kas iskelet sisteminde ağrılar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Dışkılama, karında gaz ve gerginlik sorunları ile kendini belli eden huzursuz barsak sendromu, idrar torbası üzerinde aşırı yanma, ağrı ve işeme sırasında yanma ve batma yakınmaları ile seyredebilen mesane ağrısı sendromu kronik pelvik ağrının bilinen diğer önemli nedenleridir. Migren türü baş ağrıları kronik pelvik ağrıya eşlik edebilir. Tüm bu semptom veya nedenler ayrı ayrı görüleceği gibi birlikte de görülebilirler. Bu tür durumlarda tedavide amaç ağrının azaltması ve kadının yaşam kalitesinin artırılmasına yöneliktir. Bu hastalarda ağrıya karşı genetik yatkınlık olması ve özellikle çocukluk çağında geçirilen fiziksel veya ruhsal travmalar ağrının kronikleşmesinde etken olmaktadır. Kronik pelvik ağrı hastaları depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sorunlarla da sıklıkla karşılaşırlar. Endometriozis olgularının önemli bir kısmında ortaya çıkabilen kısırlık sorunu da bu semptomların gelişmesine katkıda bulunur.

Toplumun ve sağlık çalışanlarının kronik pelvik ağrı konusundaki farkındalığının artması bu hastaların tanı ve tedavilerinin gecikmesini engellemektedir. Ağrının henüz başlangıç döneminde kontrol altına alınabilmesi ve altta yatan nedenin ortadan kaldırılması tedavide oldukça önemlidir. Bu nedenle, adet sancıları çeken genç kızlarda erken değerlendirme önem taşımaktadır. Kronik pelvik ağrı hastalarının ilgili tüm tıp dalları tarafından birlikte değerlendirilmesi ve ortak bir şekilde tedavi edilmesi esastır.

Önceki DOKTOR KÖŞESİ Yazıları