Yapış yapış gezmeyi,


beynimin sürekli pişmesini,


vücut dengemin alt üst olmasını,


evde,arabada ve işte klima soğuğuna maruz kalmayı,


rüzgarsız havada sıcaktan bunalmayı,

rüzgar olduğunda da fırtınanın insanı sersemletmesini,


sivrilerin ve bilimum haşerelerin ısırmak için sürekli beni seçmesini,


güneş kremi kullanmak zorunda olmayı sevmiyorum.









Kedim Tekir,o da benim gibi sıcaklardan şikayetçi




Sanırım en zor olanı; insanların keyifle tatil yaptığı bir mevsimde daha çok çalışmak zorunda olmak …








Melek Hanım sezonu açtı




Bunca şikayetimin üstüne hoşuma giden şeylerde yok değil elbette



Denize kaçmak sanırım benim için en keyiflisi…








Tatil rehaveti insanları daha mutlu, daha sevecen daha sosyal hale getiriyor.


Yeni arkadaşlıkların dostlukların temeli atılıyor.




Yazlığına gelen,geçerken uğrayan arkadaşlarımın ziyaretleri …



Tek gidip çift dönenler,çift gidip yumurcaklarıyla dönenler,kilo alanlar,kilo verenler,

imaj değiştirenler….








Sahilde güneşlenmek,



Dalgalarla oynamak,



Güneşin batışını izlerken soğuk bişeyler içmek,



Uzun uzun yapılan sohbetler( Yoğun iş temposunda öğünleri geçiştirirken bunun acısını bahçede, dışarıda teknede arkadaşlarla mangal keyfiyle çıkarmak gibisi yok…)



Fırsat bulduğum her anı dolu dolu değerlendirme arzusu…








Günbatımı


 




1-1.5 ay daha devam edecek yaz coşkusu,renkli ve enerjik elbette ve bu yoğun tempoda zaman su gibi akıp gidiyor .







Yaz bittiğinde;sonbaharın hüznü ve keşkeleri kalacak elde.


Bunun olmaması için mutluluğu şimdiden hayatının ortasına yerleştirmeli insan.



Güzel ve keyifli,sağlıklı bir yaz diliyorum.



Önceki BİZDEN GELENLER Yazıları