Salgı bezleri ( endokrin ve exokrin ) sisteminin gelişimi için önemlidir. Salgı bezi ürünleri üzerine de etkilidir. Hormon üretiminde önemli rol oynar. Hormon dengesi bozulduğunda KCl eksikliği var demektir. Hangi hormon olursa olsun bu böyledir. Hipofizin yönettiği hormonların ( böbreküstü bezi hormonları, seksüel hormonlar vb) dengesini düzenler.


KCl için sözkonusu olan suni hormonlardır. O zaman KCl eksikliği daha belirgindir.



İnsülin---> vücut insülin üretemiyorsa DM mevcuttur ve bunun sonucu meydana gelen sorunlar mevcuttur. Dışardan insülin vermenin de bazı yan etkileri var. Dolaşım bozuklukları, damar daralmaları, yara kapanmaması gibi. Bu sorunlar KCl eksikliğinde görülür.


KCl lif oluşturma görevi taşır. Lifler neredeyse tüm dokularda bulunur ve KCl tarafından oluşturulur. Detox yani kimyasalların (ör. aşılardaki kimyasalların), atıkların atılmasında rol oynar.



Eğer vücutta serbest KCl yoksa o zaman organizma ihtiyaç duyduğu yerdeki dokudan lif alır. O zaman orada şişme meydana gelir. Bezde, mukozada, lenfte şişme meydana gelir.



Nedeni allerji, soğuk algınlığı vb. ne olursa olsun mukoza şişmesinin nedeni KCl eksikliğidir. KCl eksikse vücut kendi liflerini feda eder. KCl sonrası kalan lif çöptür, şişlik olur. Bu çöp genellikle beyaz akıntı şeklindedir. ( beyaz balgam ) Bu beyaz lifler dokular arasında da depolanır ki bunlar lipom denen yağ birikimleridir.



Bu da KCl eksikliğinin tipik belirtisidir. Yüz cildindeyse buna siyah nokta diyoruz ama içi beyazsa bu bir hastalık belirtisidir. Lipom bir çöp kutusu gibidir. Cerrahi operasyon ile bu çöp kutusu boşaltılırsa vücut bunu yeniden doldurur.



*Bunlar nasıl olsa alıp gidiyorlar ben yine doldurayım der. Yapmamız gereken bunları depolamayıp, karaciğer böbrek vs. doğal yollarla atılmasını sağlamaktır.




KCl eksikliğinde yaşlılarda yer değiştirebilen ciltaltı oluşumları görülebilir ki bunlara da atenom diyoruz.




Tüm şişkinlikler ve her türlü tümör ki tümör de bir şişkinliktir, iyi huyluysa da kötüye dönüşebilir, iyi-kötü ne olursa olsun KCl eksikliğidir. Ama kanser tuzlarla tedavi edilmez, ek tedavi olarak kullanılabilir.




Kronik enfeksiyöz proseslere de eşlik eder. Ferrum fosforikum akut enfeksiyonda kullanılır.






Yazınını devamını pdf olarak görüntülemek için tıklayınız...

Önceki HOMEOPATİ Yazıları